b-Tekerrüre esas sabıkası bulunan ve terör örgütü üyesi olan sanık hakkında TCK’nın 58/9 maddesi ile uygulama yapılmakla yetinilmesi gerekirken, uygulamada yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi, ayrıca infazı kısıtlar biçimde sanığın ikinci kez mükerrir olduğundan bahisle 5275 sayılı Kanunun 108/3 maddesi gereğince bu cezanın infazında koşullu salıverme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/4248
Karar Numarası: 2022/10027
Karar Tarihi: 29.12.2022
İNCELENEN KARARIN;
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.03.2021 tarih ve 2020/262 - 2021/160 sayılı kararı
2-Sanıklar ... ve ... yönünden CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair istinaf başvurularının esastan reddi
Temyiz edenler : Sanık ... ve müdafii, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar ... ve ... hakkında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde mahkemenin kabul, uygulama ve gerekçesi yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanıklar hakkında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının atılı suçtan cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
1-Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (... özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamı incelendiğinde; sanık hakkında dijital materyallerinde ele geçirilen mesaj, fotoğraf ve videolara dayanılarak ... silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, söz konusu mesaj, fotoğraf ve videolar sanığın ... silahlı terör örgütüne sempati ve iltisakını gösterse de; örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla bağlandığı, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk kapsamında değerlendirilebilecek faaliyetlerde bulunduğu, bu cümleden olarak kod adı kullandığı, ideolojik ya da askeri eğitim aldığı yönünde herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle beraati yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre;
a-Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, sanık ... açısından suç tarihinin gerekçeli karar başlığında "17.07.2020" yerine "18.07.2020" olarak yazılması,
b-Tekerrüre esas sabıkası bulunan ve terör örgütü üyesi olan sanık hakkında TCK’nın 58/9 maddesi ile uygulama yapılmakla yetinilmesi gerekirken, uygulamada yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi, ayrıca infazı kısıtlar biçimde sanığın ikinci kez mükerrir olduğundan bahisle 5275 sayılı Kanunun 108/3 maddesi gereğince bu cezanın infazında koşullu salıverme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.