YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Terk eden eşin öldürülmesi olayında, olayın gelişimi göz önünde tutularak sanığın suçu tasarlayarak işleyip işlemediğinin hangi hususlar üzerinden tespit edileceği hakkında açıklayıcı örnek Kr.

Karar Özeti

Suç vasfı yönünden; sanığın suçu tasarlayarak işlediğine ilişkin dosyada delil bulunmadığı, nitekim olayın gerçekleşme şekline bakıldığında sanığın maktul ile ... İlinde bir araya gelmesi akabinde birlikte vakit geçirdikleri, maktulün annesi olan katılan ... ile telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri, sonrasında beraber yola çıktıkları yolda da telefon görüşmesi yaptıkları, sanığın öldürme fiilini tasarlamış olması halinde maktul ile ilk görüştükleri ... İlinde atılı eylemi gerçekleştirebileceği, nitekim sanığın önceden yapmış olduğu bir plan dahilinde atılı suçu işlemiş olması halinde fiilini belirli bir kurgu dahilinde icra etmesinin gerektiği, ancak olayın gerçekleşme şekline bakıldığında olayın ... İl sınırı içerisinde tarafların hiç bir bağlantılarının bulunmadığı bir noktada gerçekleştiği, sanığın öldürme kararını ne zaman aldığı, bu kararın üzerinden makul süre geçip geçmediği, ruhî sükûnete ulaştıktan sonra soğukkanlılıkla hareket edip etmediği hususunun belirlenemediği yine sanığın olayın gerçekleştiği yerde dikkate alındığında bir plan dahilinde maktulü öldürdüğüne dair dosya kapsamında delil elde edilmediği bu itibarla şüphede kalan bu hususların sanık aleyhine değerlendirilmemesi gerektiği kanaatine varılmakla sanık hakkında şartları oluşmadığından tasarlama nitelikli hali uygulanmamıştır.

Karar

YARGITAY

 

1. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/9157

 

Karar Numarası: 2023/256

 

Karar Tarihi: 02.02.2023

 

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

 

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

1. ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2022 tarihli ve 2021/22 Esas, 2022/51 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında eşi kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, ve 53 üncü maddesinin birinci ve 5237 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 19 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

 

2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/1167 Esas ve 2022/1210 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca reddine, sanık müdafiinin ve katılan kurum vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

A. Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz Sebepleri

 

1. Suçun tasarlanarak işlendiğine

 

2. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,

 

3. Takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,

 

İlişkindir.

 

B. Katılan ... Vekilinin Temyiz Sebepleri

 

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,

 

İlişkindir.

 

C. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri

 

1. Sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerekirken suç vasfının hatalı belirlendiğine,

 

2. Haksız tahrik nedeniyle daha sanığın cezasından daha fazla indirim yapılması gerektiğine,

 

İlişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Temyizin kapsamına göre;

 

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

 

1. Sanık ... ile maktul ...'ün resmi nikahlı evli oldukları, birlikte Konya ilinde yaşadıkları, maktulün olay tarihinden önce başka bir şahıs ile evden kaçtığı ve ... iline gittiği, maktulün evden kaçmasından bir süre sonra sanığın maktul ile görüşmek üzere ... İline gittiği, burada maktul ile görüşmeleri akabinde sanık ile maktulün barışarak birlikte araç ile dönmek üzere yola çıktıkları, ... il sınırı girişi ile Kavak ilçe girişi arasında, sanığın maktulün başka bir şahıs için evden kaçması ve aralarında yaşanan önceki hadiseler ile olay sırasında araç içerisinde aralarında yaşanan tartışma üzerine yanında taşıdığı silah ile maktulün baş bölgesine bitişik atış mesafesinden bir el ateş etmek suretiyle maktul ...'ü öldürerek üzerine atılı eşe karşı kasten öldürme suçunu işlediği kanaatine varılmıştır.

 

Suç vasfı yönünden; sanığın suçu tasarlayarak işlediğine ilişkin dosyada delil bulunmadığı, nitekim olayın gerçekleşme şekline bakıldığında sanığın maktul ile ... İlinde bir araya gelmesi akabinde birlikte vakit geçirdikleri, maktulün annesi olan katılan ... ile telefon görüşmesi gerçekleştirdikleri, sonrasında beraber yola çıktıkları yolda da telefon görüşmesi yaptıkları, sanığın öldürme fiilini tasarlamış olması halinde maktul ile ilk görüştükleri ... İlinde atılı eylemi gerçekleştirebileceği, nitekim sanığın önceden yapmış olduğu bir plan dahilinde atılı suçu işlemiş olması halinde fiilini belirli bir kurgu dahilinde icra etmesinin gerektiği, ancak olayın gerçekleşme şekline bakıldığında olayın ... İl sınırı içerisinde tarafların hiç bir bağlantılarının bulunmadığı bir noktada gerçekleştiği, sanığın öldürme kararını ne zaman aldığı, bu kararın üzerinden makul süre geçip geçmediği, ruhî sükûnete ulaştıktan sonra soğukkanlılıkla hareket edip etmediği hususunun belirlenemediği yine sanığın olayın gerçekleştiği yerde dikkate alındığında bir plan dahilinde maktulü öldürdüğüne dair dosya kapsamında delil elde edilmediği bu itibarla şüphede kalan bu hususların sanık aleyhine değerlendirilmemesi gerektiği kanaatine varılmakla sanık hakkında şartları oluşmadığından tasarlama nitelikli hali uygulanmamıştır.

 

Haksız tahrik hükümleri yönünden; sanık ile maktulün resmi nikahlı evli oldukları, yukarıda gerekçesi açıklandığı şekliyle sanık savunmaları, tanıklar ... ve ... beyanları, katılanlar anlatımları, telefon görüşme kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile maktul ...'in eşi olan sanık ve müşterek çocuklarını terk etmek suretiyle başka bir şahsın yanına ... iline kaçtığı hususunun sübuta erdiği, bu sübut karşısında resmi olarak evli olan taraflar arasında Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesi kapsamında, karşılıklı olarak maddi anlamda birbirlerine "sadakat yükümlülüğü" bulunmakta olup, maktulün sadakat yükümlülüğünü ihlal niteliğindeki hareketlerinin sanık yönüyle 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi kapsamında haksız tahrik nedeni sayılacağına dair Yargıtay'ın içtihatları gereğince sanığın maktule yönelik sübuta eren kasten öldürme eyleminde, 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

2. Sanığın üzerine atılı suçu tevil yollu ikrar ettiği belirlenmiştir.

 

3. Katılanlar L.K. ve M.E.K. ile tanıklar S.G., S.K., L.D. ve R.Ö.’nün beyanları dosya kapsamında mevcuttur.

 

4. Maktul hakkında ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 02.07.2020 tarihli ölü muayene ve otopsi raporunda;

 

“Cesedin baş bölgesi sağ frontel bölgesinde sağ kaçın 2,5 cm. üzerinde 2,9 x 2,8 boyutunda yıldız vari şekilli çevresinde is, barut ve alev yanık izleri bulunan ortasında 1 cm. çapında tam yuvarlak mermi giriş yarası olan bitişik atış mesafesi ile uyumlu ateşli silahlı giriş yarası olduğu görüldü,

 

Kişinin kesin ölüm sebebi;

 

Ateşli silah mermi çekirdeği ile oluşan kafa kemik kırıkları, beyin laserasyonu ile kafa içi ve dışı kanama sonucu ölümün meyfana geldiği, yapılan harici muayene ve otopsi bulguları birlikte değerlendirildiğinde atışın tam bitişik atış mesafesinden olduğu” şeklinde görüş belirtilmiştir.

 

5. Olay yerinde yapılan incelemeye istinaden düzenlenen 01/07/2020 tarihli olay yeri inceleme raporu, araç diyagramı, ... Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan sanığın suçta kullandığı silahın 6136 sayılı Kanun'a aykırı olduğuna ilişkin BLS-20-04501 uzmanlık numaralı ile maktul, sanık ve araçtan alınan svapların incelendiği KİM-20-02347 uzmanlık numaralı raporları, ... Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 25.09.2020 tarihli adli raporlar, ... Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi tarafından düzenlenen 11.08.2020 ve 14.08.2020 tarihli raporları, olayın sonrasına ilişkin görüntülere yönelik düzenlen 01.07.2020 tarihli kamera izleme tutanakları dosya içerisinde mevcuttur,

 

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

 

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

 

IV. GEREKÇE

 

A. Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz Sebepleri

 

1. Tasarlama

 

Kasten öldürme suçu 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiş,

 

"Nitelikli hâller" başlıklı 82 nci maddesinde;

 

"(1) Kasten öldürme suçunun;

 

a) Tasarlayarak,

 

...

 

İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır."

 

Şeklindeki düzenleme ile tasarlayarak öldürme, kasten öldürme suçunun nitelikli hâlleri arasında sayılmıştır.

 

Gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde tasarlama kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve yargısal kararlara bırakılmıştır. Öğretide tasarlamayı açıklama bakımından "soğukkanlılık" ve "planlama teorisi" olarak iki görüş ileri sürülmüştür.

Soğukkanlılık teorisine göre, tasarlayarak öldüren şahısta bir soğukkanlılık gözlenmektedir. Bu kişinin başkasını öldürürken hiç heyecan duymamış olması, ondaki ruhsal kötülüğü göstermektedir. Ayrıca fail, öldürme kararını önceden almış olmasına, araya zaman girmiş olmasına karşın, soğukkanlılığını korumuş ve bu karardan vazgeçmemiştir. Planlama teorisine göre ise tasarlama ile işlenen öldürme suçlarında, suç, önceden kararlaştırılmış, hazırlanmış ve planlanmıştır. Bu hazırlık, pusu kurmak, mağduru ya da maktulü bulmak, hile ile öldüreceği yere getirmek şeklinde olabilecektir. Burada fail, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip, temin etmekte ve bu suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yapmaktadır.

 

765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (765 sayılı Kanun) yürürlükte olduğu dönemde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 09.07.2002 tarihli ve 2002/138 Esas, 2002/301 Karar sayılı kararı ile 03.12.2002 tarihli ve 2002/247 Esas, 2002/414 sayılı kararlarında; "Failin bir kimseye karşı bir suçu işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, suçu işlemeden önce soğukkanlı bir şekilde düşündükten sonra ulaştığı ruhsal sükûnete rağmen kararından vazgeçmeyip ısrarla ve bu akış içerisinde fiilini icraya başlaması hâlinde tasarlamadan söz edilebilir. Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte, ancak tasarladığı suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır." sonucuna ulaşılmıştır.

 

Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 16.04.2013 tarihli ve 2013/3 Esas, 2013/144 Karar sayılı kararı, 26.06.2012 tarihli ve 2012/67 Esas, 2012/258 Karar sayılı kararı, 12.06.2012 tarihli ve 2012/560 Esas, 2012/227 Karar sayılı kararı, 25.01.2011 tarihli ve 2011/122 Esas, 2011/7 Karar sayılı kararı, 16.02.2010 tarihli ve 2010/251 Esas, 2010/25 Karar sayılı kararı, 02.02.2010 tarihli ve 2010/239 Esas, 2010/14 Karar sayılı kararı, 15.12.2009 tarihli ve 2009/200 Esas, 2009/290 Karar sayılı kararı, 03.10.2006 tarihli ve 2006/30 Esas, 2006/210 Karar sayılı kararı, 13.11.2001 tarihli ve 2001/239 Esas, 2001/247 Karar sayılı kararı ile 28.04.1998 tarihli ve 1998/117 Esas, 1998/155 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.

 

Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut delillerle belirlenmeli, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.

 

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, maktulü öldürme kararını önceden verdiğine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararında sebat ettiğine ilişkin dava dosyasına yansıyan bir durumun bulunmadığı, sanığın savunmasından olayın ani bir kastla geliştiği sonucuna varılmakla, Mahkemece sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 82 inci maddesinin birinci fıkrası (a) uygulamamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

2. Takdiri indirim

 

5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulanmasının, hükmü veren Mahkemenin takdirinde olduğu, nitekim Mahkemece, sabıkasız olan ve duruşma tutanaklarına olumsuz davranışları yansımayan sanık hakkında duruşmalardaki saygılı tutumu ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilerek şeklinde yeterli ve yerinde gerekçeyle sanık lehine takdiri indirim sebebi uygulanmasına karar verilmesi karşısında, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

B. Katılan ... Vekilinin, Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin ve Sanık Müdafiinin Haksız Tahrike Yönelik Temyiz Sebepleri

 

Haksız Tahrik

 

Maktulün evlilik birliği içinde sadakatsiz davranışlarda bulunduğu ancak olaydan önce sanığın maktulü affederek barıştıkları, yeni hayata başlaycaklarına ilişkin anlaştıkları ve bu saikle yola çıktıkları ancak yoldayken araç içerisinde gerçekleşen sebebi bilinmeyen tartışma sonrasında sanığın maktülün başına ateş etmek suretiyle öldürdüğü olayda; sanığın maktulün sadakatsiz davranışlarını affetmesi nedeniyle bu hususun haksız tahrik oluşturmayacağı gözetilmeksizin haksız tahrik uygulanması hukuka aykırı bulunmuştur.

 

C. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri

 

Suç Vasfı

 

Sanığın soruşturma aşamasında kolluk huzurunda usulüne uygun olarak alınan beyanında maktulün isteği üzerine başına ateş etmek suretiyle vurduğuna ilişkin beyanıyla eylemini ikrar ettiği, Kavak Cumhuriyet Başsavcılığında usulüne uygun olarak alınan beyanında kolluk beyanını kabul ettiği, olayın hemen ardından teslim olmak için gittiği karakolda nizamiye nöbetçisi olarak bulunan tanık S.G.'nin sanığın eşini öldürdüğünü belirttiğine ilişkin beyanları, maktuldeki yaralanma bölgesi ve niteliği ile yaralanmanın bitişik atış mesafesinden gerçekleştiriğinin tespit edilmesi, taraflar arasındaki önceki yaşanan hadiseler birlikte değerlendirildiğinde sanığın öldürme kastıyla hareket ettiği, suç vasfının kasten öldürme olarak belirlenmesinde isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde (B) numaralı bentte açıklanan nedenle katılan ... vekilinin, katılan kurum vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/1167 Esas ve 2022/1210 Karar Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

 

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

 

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

02.02.2023 tarihinde karar verildi.


Bu sayfa 122 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor