YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Silahla yapılmadığı anlaşılan yaralama eyleminin, uzlaştırma hükümleri kapsamında bulunduğu hk.

Karar Özeti

3. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükümlünün, yargılama konusu eylemini silahtan sayılan bir cisim ile gerçekleştirdiği iddiasının şüpheli kalması nedeniyle Mahkemece, hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen temel ceza üzerinden aynı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca artırım uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği ve buna göre uygulama yapıldığı tespit edilmiştir. Bu hâli ile hükümlünün eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kaldığı ve aynı Kanun'un 73 üncü maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan olduğu, bu itibarla uzlaştırma hükümleri kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.

Karar

YARGITAY

 

1. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2023/821

 

Karar Numarası: 2023/300

 

Karar Tarihi: 06.02.2023

 

KARAR : Mahkûmiyet

 

... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli ve 2021/703 Esas, 2022/280 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2.400,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 29.03.2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

 

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 24.11.2022 tarihli ve 2022/23855 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2023 tarihli ve KYB-2022/149161 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. İSTEM

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2023 tarihli ve KYB-2022/149161 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

 

“Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15.12.2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında; '..Sanığa isnat edilen suçların, CMK'nın 253/3. maddesi kapsamında birlikte işlendiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun, hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması halinde, sübutunda sorun olmayan ve müstakilen uzlaştırma kapsamında olan suçla ilgili nasıl bir yol izleneceğidir.Bu bağlamda, her iki suçtan yargılama devam ederken hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda, uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından beraat kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir. Bu sorunun CMKnın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma konusuyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Anılan madde "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.Bu düzenlemeye kıyasen, uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir. Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK'nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK'nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir…" şeklinde yer alan açıklamalar kapsamında, hüküm kurulurken uzlaştırma hükümlerine tabi olmayan suçtan beraat kararı verilmesi halinde, uzlaştırma kapsamında bulunan suç yönünden dosyanın soruşturma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği;

 

Somut olayda, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1.cümle, 43/1-2, 125/1, 43/1-2 ve 86/2-3-e maddeleri uyarınca zincirleme şekilde tehdit, zincirleme şekilde hakaret ve silahla yaralama suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın zincirleme şekilde tehdit ve zincirleme şekilde hakaret suçundan beraatine, yaralama suçunun ise silahla işlenmediğinden bahisle basit yaralama suçundan mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, bu hâli ile kasten basit yaralama suçu yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

 

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

 

II. GEREKÇE

 

1. 5271 sayılı Kanun'un "Uzlaştırma" başlıklı 253 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve aynı fıkrasının (a) bendinde yer verilen;

 

"(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:

 

a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar,"

 

Şeklindeki düzenleme karşısında, uzlaştırma kurumunun, şikâyet şartına bağlı suçlar yönünden uygulanabileceği ön koşul olarak belirlenmiştir. Aynı hükmün (b) bendinde şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 5237 sayılı Kanun'da yer alan bazı suçlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması öngörülmüş ise de sanığın yargılama konusu eylemini, 5237 sayılı Kanun'un, "Tanımlar" başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin dördüncü cümlesinde yer alan; "Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler," kapsamında silahtan sayılan sopa ile gerçekleştirdiği iddiası ile kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.

 

2. 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında ve üçüncü fıkrasının ilgili bölümlerinde;

 

"(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine,...

 

(3) Kasten yaralama suçunun;

 

a) ...,

 

b) ...,

 

c) ...,

 

d) ...,

 

e) Silahla,

 

f) ...,

 

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, ...."

 

Şeklinde düzenleme yapılmıştır.

 

3. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükümlünün, yargılama konusu eylemini silahtan sayılan bir cisim ile gerçekleştirdiği iddiasının şüpheli kalması nedeniyle Mahkemece, hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen temel ceza üzerinden aynı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca artırım uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği ve buna göre uygulama yapıldığı tespit edilmiştir. Bu hâli ile hükümlünün eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kaldığı ve aynı Kanun'un 73 üncü maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardan olduğu, bu itibarla uzlaştırma hükümleri kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.

 

4. 5271 sayılı Kanun'un 254 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen;

 

“(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.”

 

Şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlü ile şikâyetçi arasında uzlaştırma işleminin yapılması için dava dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre hükümlünün hukukî durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

 

III. KARAR

 

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

 

2. ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli ve 2021/703 Esas, 2022/280 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

 

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

06.02.2023 tarihinde karar verildi.


Bu sayfa 132 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor