YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Terör örgütünün propagandasını yapmak suçunda, sadece terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek propagandaların suç olmasının öngörüldüğü hk.

Karar Özeti

Madde gerekçesinde, her propagandanın değil, sadece terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek propagandaların suç olmasının öngörüldüğü ve düşünce özgürlüğü sınırlarının genişletilerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu alanda aradığı kriterlere uygun bir düzenleme getirildiği belirtilmiştir.

Karar

YARGITAY

 

3. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/4554

 

Karar Numarası: 2023/173

 

Karar Tarihi: 19.01.2023

 

SAYISI : 2016/55 E., 2016/84 K.

 

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek onama

 

İlk Derece Mahkemesince verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

1.İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2016 tarihli ve 2016/55 Esas, 2016/84 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında terör örgütü propogandası yapma suçundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (3713 sayılı Kanun) 7/2, 2. cümlesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 62, 53 ve 58/9 uncu maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 ... hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmedilmesine karar verilmiştir.

 

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.11.2020 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

Sanığın temyiz istemi özetle ; Suça konu sosyal medya paylaşımlarının kendisi tarafından yapılmadığına, Facebook adresinin çalındığına, sosyal medya hesabının kimler tarafından kullanıldığının kendince bilinmediğine, mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Temyizin kapsamına göre;

 

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

 

Dosya kapsamı bir bütün olarak göz önüne alındığında her ne kadar sanık alınan savunmalarında hiçbir terör örgütünün propagandasını yapmadığını beyan etmiş ise de, sanığın, kendisine ait olduğu gerek tespit tutanağı ve gerekse de bizzat sanık beyanları ile sabit olan Facebook isimli sosyal paylaşım ağı üzerinde açık hesabından 23.09.2015 tarihinde yapılan paylaşımı doğrudan, bu tarihe kadar yapılan iddianameye dayanak paylaşımları ise dolaylı olarak kendisinin yaptığını Cumhuriyet savcısı huzurunda alınan ifadesinde ikrar ettiği, sanığın, 12.08.2015 tarihli paylaşımında 2015 yılı içerisinde polis memurlarının şehit edildiği ... İlçe Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırıda ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu ... kod adlı ... isimli teröristin silahlı ve kamuflajlı resminin üzerine şehitler ölmez manasına gelen "şehit namırın" ibaresini yazmak suretiyle terör örgütü mensubunun emniyet görevlileriyle girmiş olduğu çatışma sonucunda öldürülmesinin şehitlik gibi yüce bir mertebeye ulaşmasına sebep olduğunu kabul ve yaymak suretiyle terör örgütünün cebir ve şiddet içeren bu eylemini övmüş ve bu yöntemlere başvurmayı meşru göstermiş olduğu, yine yaptığı bir takım paylaşımlarla terör örgütü mensuplarını uğrunda ölecek insanlar olarak gösterip, bu yönde yazılar yazdığı, bu şekilde Facebook hesabından bu paylaşımları yaparak terör örgütünün cebir ve şiddet içeren bu eylemini övmüş ve bu yöntemlere başvurmayı meşru göstermiş olduğu anlaşılmakla sanığın 3713 sayılı Kanun'un 7/2 nci maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiştir.

 

Sanığın başkalarının erişimine açık olan kendisine ait Facebook sayfalarından terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini överek terör propagandasını yapma içerikli paylaşımlarda bulunduğu anlaşılmakla hükmolunan cezadan 3713 sayılı Kanun'un 7/2-2 nci cümlesi uyarınca yarı oranında artırım yapılması yoluna gidilmiştir.

 

Sanığın geçmiş hali, sabıkalı kişiliği, daha öncede hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği halde yeniden deneme süresi içerisinde suç işlemiş olması, bu haliyle suç işleme hususundaki eğilimi göz önüne alındığında cezasının ertelenmesi veya sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığından sanığa verilen cezanın TCK'nın 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine ve sanık hakkında CMK'nın 231 inci madde uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına takdiren yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

IV. GEREKÇE

 

Terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu düzenleyen 3713 sayılı Kanun'un mer’i 7/2 nci maddesi şöyledir:

 

“(Değişik ikinci fıkra: 11.4.2013-6459/8 md.) Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:17.10.2019-7188/13 md.) Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:

 

a) (Mülga: 27.3.2015-6638/10 md.)

 

b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;

 

1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,

 

2. Slogan atılması,

 

3. Ses cihazları ile yayın yapılması,

 

4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.”

 

…….

 

Tarihi seyir içinde Kanunun 12.4.1991 tarihinde yürürlüğü giren ilk hâlinde, 7 inci maddesinin ikinci fıkrası “örgüt mensuplarına yardım eden ve örgütle ilgili propaganda yapanlar” hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve ağır para cezası öngörülmüşken, 19.2.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4744 sayılı Kanunla, ceza miktarları aynı şekilde muhafaza edilerek örgüt propagandası yapma suçunun unsurları değiştirilmiş ve propagandanın suç olması için “terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek şekilde” yapılması şart koşulmuştur.

 

Madde gerekçesinde, her propagandanın değil, sadece terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek propagandaların suç olmasının öngörüldüğü ve düşünce özgürlüğü sınırlarının genişletilerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu alanda aradığı kriterlere uygun bir düzenleme getirildiği belirtilmiştir.

 

Aynı maddede, 7.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4963 sayılı Kanunla yeniden değişiklik yapılarak propagandanın, “şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde” yapılması halinde suç olacağı kabul edilmiştir.

 

Madde gerekçesinde, örgütle ilgili olsun veya olmasın şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapanların cezalandırılmasının öngörüldüğü ifade edilmiştir.

 

18.7.2006 tarihinde yürürlüğü giren 5532 sayılı Kanunla, anılan maddeden “yardım eden” ibaresi çıkarılmış, bir tanımlama yapılmamakla birlikte “terör örgütünün propagandasını yapma" suç olarak düzenlenmiş, suçun basın yayın yoluyla işlenmesi hâlinde cezanın yarı oranında artırılacağına ve yayın sorumlularına da adlî para cezası verileceğine dair hükümler ilk defa bu değişiklikle maddeye eklenmiştir.

 

Maddede 11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunla suçun unsurları açısından en ciddi değişikliğe gidilmiştir. Buna göre ancak; “Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapma” durumunda fiil suç teşkil edecektir. Böylece düzenleme, AİHM’in bu konudaki kriterine uygun hale getirilerek son halini almıştır.

 

Bilahare 27.03.2015 tarih 6638 sayılı Kanunun 10 maddesi ile, 7 inci maddenin 2 nci fıkrasının son cümlesinin “a” bendi yürürlükten kaldırılmış, maddeye 3 üncü fıkra eklenmiştir.

 

Nihayet 17.10.2019 tarih, 7188 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile de 7 inci maddenin 2 nci fıkrasının son cümlesinden önce gelmek üzere “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.” cümlesi eklenmiştir. Görüldüğü gibi, safahatta yapılan her değişikliğin ifade ve basın özgürlüğü lehine geliştiği çok açıktır.

 

TDK’ya göre propaganda; “bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca” anlamına gelmektedir.

 

TMK 7/2, 1 inci cümlede yer alan düzenlemeye göre tipiklik açısından suçun oluşabilmesi için:

 

1) “Propaganda” niteliğinde bir fiilin işlenmesi,

 

2) Yapılan propagandanın;

 

• Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde veya

 

• Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini övecek şekilde veya

 

• Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 

Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;

 

Sanığın kendisine ait Facebook sosyal medya hesabında, farklı tarihlerde; ''2015 yılı içerisinde polis memurlarının şehit edildiği ... İlçe Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırıda ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu ... kod adlı ... isimli teröristin silahlı ve kamuflajlı resminin üzerine şehitler ölmez manasına gelen "şehit namırın" ibaresini yazmak, yine bir takım paylaşımlarla terör örgütü mensuplarını uğrunda ölecek insanlar olarak göstermek'', şeklinde yapmış olduğu paylaşımlarının, PKK/KCK terör örgütünün cebir şiddet içeren eylemlerini meşru gösterme amacı taşıdığı, bu kapsamda somut olayda propoganda suçunun sabit olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş, farklı tarihlerde yapmış olduğu paylaşımların zincirleme biçimde terör örgütü propogandası yapma suçunu oluşturduğu görülmüş ise de, TCK'nın 43/1 inci maddesinin hakkında uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53 üncü maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş olmasının infaz aşamasında gözetilebileceği mümkün görüldüğünden bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.

 

Yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, ancak; Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen "Örgüt mensubu olmayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58 inci maddesinin 9 uncu fıkrası uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,'' hususları ve yukarıda eleştiri konusu yapılan konular dışında bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2016 tarihli ve 2016/55 Esas, 2016/84 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar tarihinde yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'un 322 nci maddesi gereği hükmün yedinci fıkrasındaki "sanık hakkında 5237 sayılı yasa 58/9. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin", hükmün sekizinci fıkrasındaki ''Sanık hakkında 5275 sayılı yasa 108/4 maddesi gereğince cezanın infazından sonra DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNİN UYGULANMASINA'' ibarelerinin hükümden çıkarılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

 

Dava dosyasının, mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

19.01.2023 tarihinde karar verildi.


Bu sayfa 198 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor