Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunduğu kanıtlanamayan sanığın, örgüte ait şirketin hissesini, muhtemel ceza soruşturması veya kovuşturması durumunda el konulmasına/müsaderesine engel olmak amacıyla aynı suçtan yargılanan abisinin telkiniyle devralmak ve tanık anlatımlarına göre de örgütsel içeriği kanıtlanamayan birkaç dini toplantıya katılmaktan ibaret eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2 maddesinde düzenlenen, hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu oluşturduğu gözetilmeden, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde suç vasfında hataya düşülmesi,
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/11412
Karar Numarası: 2022/9902
Karar Tarihi: 27.12.2022
İNCELENEN KARARIN;
İlk Derece Mahkemesi : Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.06.2020 tarih ve 2017/17 - 2020/202 sayılı kararı
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında; TCK'nın 220/7 maddesi göndermesiyle; TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi ile TCK’nın 62/1, 53/1-2-3, 63/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi,
Temyiz edenler : Sanıklar ..., ..., ..., ... ve sanıklar müdafileri
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, örgütle iltisaklı gazete ve dergi aboneliğinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
I- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında kurulan mahkumiyetlere yönelik temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede:
Kararın gerekçesinde sanıklar ... ve ... aleyhine beyanları bulunmamusına rağmen tanıklar ...ve ...’ün ifadelerinin, sanık ...’in örgüt ile iltisaklı Edremit Hayır İşleri Vakfı'nın yönetim kurulu yedek üyesi olmamasına rağmen öyle olduğunun kabulene yer verilmesi, diğer delillerin atılı suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın şahsileştirilmesi açısından yeterli olduğu anlaşılmakla, sonuca etkili görülmemiş ve bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin her bir sanık yönünden ayrı ayrı hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ... ve sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemleri ile ilgili olarak yapılan incelemede:
A) Sanık ... yönünden;
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katılarak süreklilik çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunduğu kanıtlanamayan sanığın, örgüte ait şirketin hissesini, muhtemel ceza soruşturması veya kovuşturması durumunda el konulmasına/müsaderesine engel olmak amacıyla aynı suçtan yargılanan abisinin telkiniyle devralmak ve tanık anlatımlarına göre de örgütsel içeriği kanıtlanamayan birkaç dini toplantıya katılmaktan ibaret eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2 maddesinde düzenlenen, hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu oluşturduğu gözetilmeden, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde suç vasfında hataya düşülmesi,
B) Sanık ... yönünden;
Sanığın temyiz aşamasında 25.10.2022 tarihinde sunduğu dilekçe ile etkin pişmanlı hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirdiği görülmekle, sanığın duruşmada hazır edilip etkin pişmanlık kurumunun mahiyet ve şartları da anlatılarak ayrıntılı beyanlarının alınması, gerektiğinde teşhis işleminin yaptırılması, vereceği bilgilerin, örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığının ilgili birimlerden de sorulup değerlendirilmesi ile sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
C) Sanık ... yönünden;
UYAP sisteminden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanığın hükümden sonra 18.06.2021 tarihinde öldüğüne ilişkin kayıt mahallinde araştırılarak öldüğünün anlaşılması halinde TCK'nın 64/1. maddesi gereğince sanık hakkında düşme kararı verilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, belirtilen sebeplerden dolayı hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2-a maddesi uyarınca dosyanın Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.