Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre; lise yıllarında örgüt evlerine gitmeye başlayan, astsubaylık sınavlarına bu evlerde hazırlanıp, sınavı kazandıktan sonra başladığı eğitim sürecinde mahrem imam adı verilen kişilerin belirlediği hücre tipi guruplarda yer alan, bu kişilerin referans olduğu kişilerle aynı evi paylaşıp, sohbet adı verilen toplantılara katılan, gizlilik kuralının bir tezahürü kod adı kullanan ve örgütsel haberleşme için sabit hatlar üzerinden arandığı anlaşılan sanığın, örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kabulde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/5869
Karar Numarası: 2023/144
Karar Tarihi: 18.01.2023
SAYISI : 2019/1155 E., 2020/872 K.
2- İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Eski hale getirme talebinin kabulü ve temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 40 ıncı ve 42 inci maddeleri gereği eski hale getirme ile temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.04.2019 tarihli ve 2018/380 Esas, 2019/259 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 10 ay 15 ... hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 06.11.2020 tarihli ve 2019/1155 Esas, 2020/872 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında İlk derece mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının kabulü ile duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının ilk yedi paragrafının hükümden çıkartılarak yerlerine 5237 sayılı Kanun'un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi ve beşinci maddesi, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 3 yıl 5 ay 7 ... hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına şeklinde ibarelerinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 30.12.2020 tarihli ve 2019/1155 Esas, 2020/872 Karar sayılı ek kararı ile sanık müdafiinin, temyiz istemi hakkında 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddine ve eski hale getirme istemi hakkında 5271 sayılı Kanun'un 42 inci maddesinin birinci fıkrası gereği eski hale getirme istemi yönünden inceleme yapılabilmesi için dosyanın Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.02.2021 tarihli, eski hale getirme isteminin kabulü ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz istemi; sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübuta ermediğine ve hükmün hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık müdafiinin eski hale getirme istemi; sürenin geçmesinde kusuru olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Astsubay olarak görev yapan sanığın, lise yıllarında örgüt evlerine gitmeye başladığı, Astsubaylık sınavlarına bu evlerde hazırlandığı, sınavı kazandıktan sonra başladığı eğitim sürecinde "Mahrem İmam" adı verilen kişilerin belirlediği hücre tipi guruplarda yer alıp bu kişilerin referans olduğu kişilerle aynı evi paylaştığı, sohbet adı verilen toplantılara katıldığı, tedbir ve gizlenme maksadıyla sözde İmamlarının yönlendirmesiyle dini emir ve yasaklara riayet etmeyip olmadığı biri gibi yaşamaya başladığı ve gizlilik kuralının bir tezahürü olarak örgütsel haberleşmesini sabit hatlar üzerinden gerçekleştirdiği, ikrarı ve tanık anlatımları ile sabit olan sanığın, rızasıyla dahil olduğu örgütle organik bağ kurduğu ve örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girdiğinin kabul edildiği, sanığın asker olarak görev yapması gerekçe gösterilerek 5237 sayılı Kanun'un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 5 yıl 6 ay hapis cezası olarak tayin edildiği, sanığın ikrar içeren anlatımlarında tanık beyanlarıyla ortaya konulan hususlar dışında yeni bilgiler vermediği ve ikrarlı beyanının samimi olmadığı gerekçe gösterilerek etkin pişmanlık hükümlerinin şartlarının oluşmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Sanığın yakalanarak ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
3. Sanık kovuşturma aşamasıda etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunmuştur.
4. Tanıklar H. Z., S. Ü., F.Y., M.T., İ.G. ve E. K.'nin beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Temyiz İsteminin Kabule Değer Sayılmamasına Yönelik Kabulü
İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kararın sanık müdafiine elektronik posta yolu ile 18.11.2020 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, müdafiin 15.12.2020 havale tarihli temyiz dilekçesinin yasal süresinde olmadığından temyiz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2. İlk Derece Mahkemesinin Kararına Yönelik Kabulü
a) İlk derece mahkemesinin kararında, suç tarihinin hatalı gösterilmesinin mahallinde düzeltilebileceği ve adli emanetin 2017/91 sırasına kayıtlı emanet eşya hakkında mahallince her zaman karar verilebileceği değerlendirilerek sanığın silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin kabulde hukuki isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
b) Sanığın kovuşturma aşamasında vermiş olduğu etkin pişmanlık ifadesi gözetilerek, 5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar verilmemesi hukuka aykırı bulunmuş; 5271 sayılı Kanun'un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme ile suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlikenin ve sanığın kastına dayalı kusurunun ağırlığı gerekçe gösterilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 5 yıl 6 ay hapis cezası olarak tayin edildiği, etkin pişmanlıkta bulunduğu zaman ve vermiş olduğu bilgiler gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca takdiren 1/2 oranında indirim yapıldığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Temyiz İsteminin Kabule Değer Sayılmamasından Dolayı Reddi Kararı Yönünden
1. Sanık müdafiinin eski hale getirme istemli dilekçesinde, 18.11. 2020 tarihinde kendi sağlık sorunları nedeniyle İstanbul iline tedavi amaçlı gittiğini ve ancak 22.11.2020 tarihinde döndüğünü, gelir gelmez amcasının Covid-19 virüsü nedeniyle ... Park Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'ne kaldırıldığını, sokağa çıkma yasaklarından dolayı şehir dışı seyahat engeli bulunduğundan kendisinin ilgilenmesi zarureti bulunduğundan süreyi kaçırmış olduğunu, müvekkilinin de İzmir'de gerçekleşen deprem ve aynı zamanda eşinin hamile olması nedeniyle hukuki süreci takip edemediğini, dilekçe tarihi itibariyle amcasının halen yoğun bakım ünitesinde tedavisinin devam ettiğini belirterek bahsi geçen olay ve olgulara ilişkin rapor ve belgeleri dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı Kanun'un, "Eski hâle getirme" kenar başlıklı 40 ıncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“ (1) Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir.
(2) Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır.
”
3. 5271 sayılı Kanun'un, "Eski hâle getirme dilekçesi" kenar başlıklı 42 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“ (1) Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi ... içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.
(2) Dilekçe sahibi, sürenin geçmesinde kusuru olmadığına ilişkin olguları, varsa belgelerini de ekleyerek açıklar. Dilekçe verildiği anda usule ilişkin yapılamayan işlemler de yerine getirilir.”
4. Sanık müdafiinin ibraz etmiş olduğu rapor ve belgelere göre; süreyi kaçırmakta kusuru bulunmadığının anlaşılması karşısında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 40 ıncı ve 42 inci maddeleri gereğince eski hale getirme talebi yerinde görüldüğünden temyiz isteminin kanunî süresinde olduğu belirlenmiştir.
B. İstinaf Başvurusunun Düzeltilerek Esastan Reddi Kararı Yönünden
1. Suçun Sübutuna Yönelik Temyiz İstemi Bakımından
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre; lise yıllarında örgüt evlerine gitmeye başlayan, astsubaylık sınavlarına bu evlerde hazırlanıp, sınavı kazandıktan sonra başladığı eğitim sürecinde mahrem imam adı verilen kişilerin belirlediği hücre tipi guruplarda yer alan, bu kişilerin referans olduğu kişilerle aynı evi paylaşıp, sohbet adı verilen toplantılara katılan, gizlilik kuralının bir tezahürü kod adı kullanan ve örgütsel haberleşme için sabit hatlar üzerinden arandığı anlaşılan sanığın, örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kabulde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Hükmün Hukuka Aykırı Olduğuna Yönelik Temyiz İstemleri Bakımdan
a) Anayasanın 138 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 61 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle 5237 sayılı Kanun'un 61 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması hukuka aykırı bulunmuştur.
b) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-1878 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığım söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 5237 sayılı Kanun'un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın, incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra kovuşturma aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin, örgütteki konumu ve faaliyetleri de nazara alındığında, niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetildiğinde, uygulanan kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak üst hadden indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama ile fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Temyiz İsteminin Kabule Değer Sayılmamasından Dolayı Reddi Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) paragrafında açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin eski hale getirme istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 30.12.2020 tarihli ve 2019/1155 Esas, 2020/872 Karar sayılı ek kararının, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle KALDIRILMASINA,
B. İstinaf Başvurusunun Düzeltilerek Esastan Reddi Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünde (B-2) paragrafında açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 06.11.2020 tarihli ve 2019/1155 Esas, 2020/872 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.01.2023 tarihinde karar verildi.