Kolluk tarafından düzenlenen tutanakta, polis ekibi olay yerine intikal ettiğinde taraflar arasında sözlü tartışma olduğunun, devamında ise nereden ve nasıl alındığı görülmeyen tüfeğin sanığın elinde olduğunun, tüfeği bırakması hususunda uyarılmasına karşın sanığın tüfeği teslim etmediği, etkisiz hale getirmek için sanığa fiziksel güç kullanıldığının belirtilmesi ve sanığın savunmalarında geçen kimliği belli olmayan kişilerin kendisine döner bıçağı ve levyeler ile saldırdığına dair iddianın kolluk tutanağında yer almadığının ve yine sanığın kendisini korumak için tüfeği çektiğini beyan etmesi karşısında sanığın aşamalardaki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, tüfeğin olay anında boş olmasının tehdit suçunun somut olayda oluşmasına etkisinin bulunmadığı, bu haliyle sanığın üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede sanığın temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Ancak mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul eden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun diğer şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmaması hukuka aykırı görülmüştür.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/27498
Karar Numarası: 2023/698
Karar Tarihi: 26.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi uyarınca 3.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca birer ay ara ile yirmi eşit taksitle tahsiline karar verildi.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminin, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, herhangi bir eylem gerçekleşmediği halde boş olan silah nedeniyle ceza verilmesinin haksızlık olduğu ve suçun oluşmadığı sebepleriyle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin, mağdurdan kaynaklanan haksız tahrikin niteliği uyarınca, sanık hakkında tehdit suçundan verilen hapis cezasından haksız tahrik indiriminin asgari hadden yapılması gerekirken azami hadden yapılarak sanığa eksik ceza tayin edilmesi sebebiyle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde taraflar arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonrasında , sanığın oğlu olan temyiz dışı sanık ...'in de dahil olduğu tartışma sırasında, sanığın oğlunun aracında bulunan tüfeği eline alarak mağdura yönelik ''Seni öldüreceğim.'' diyerek tehditte bulunduğu ve polis memurlarınca uyarılmasına rağmen sanığın tüfeği bırakmaması üzerine av tüfeğinin sanıktan zor kullanılarak alındığı Yerel Mahkemece kabul edilmiştir. Olaya dair düzenlenen kolluk tutanağında sanığın mağdura yönelik '' Seni öldüreceğim.'' biçimindeki tehdit sözünü söylemesi dışında iddianamede anlatılan olay aynı şekilde belirtilmiştir. Sanık ise soruşturma aşamasında; mağdurun kendisinin park halindeki aracının yanından geçerken kullandığı dolmuşun kapısını açması nedeniyle aracının zarar gördüğünü, sonrasında aracın içerisinden 4-5 kişinin indiğini ve kendisine ''Neden babamıza karşı geliyorsunuz.'' diyerek döner bıçağı ve levyeler ile vurmaya çalıştıklarını , kendisini savunmak için araçta bulunan tüfeği aldığını, şahısları korkutmak amacıyla tüfeği çektiğini, polis memurlarının tüfeği elinden aldıklarını savunmuş olup, kovuşturma aşamasında da bu savunmasının doğru olduğunu beyan etmiştir. Sanığın savunmasında geçen, kimliği bilinmeyen kişilerin kendisine döner bıçağı ve levyeler ile vurmaya çalıştıkları biçimindeki olayın kolluk tutanağında yer almadığı tespit edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Kolluk tarafından düzenlenen tutanakta, polis ekibi olay yerine intikal ettiğinde taraflar arasında sözlü tartışma olduğunun, devamında ise nereden ve nasıl alındığı görülmeyen tüfeğin sanığın elinde olduğunun, tüfeği bırakması hususunda uyarılmasına karşın sanığın tüfeği teslim etmediği, etkisiz hale getirmek için sanığa fiziksel güç kullanıldığının belirtilmesi ve sanığın savunmalarında geçen kimliği belli olmayan kişilerin kendisine döner bıçağı ve levyeler ile saldırdığına dair iddianın kolluk tutanağında yer almadığının ve yine sanığın kendisini korumak için tüfeği çektiğini beyan etmesi karşısında sanığın aşamalardaki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, tüfeğin olay anında boş olmasının tehdit suçunun somut olayda oluşmasına etkisinin bulunmadığı, bu haliyle sanığın üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede sanığın temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Ancak mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul eden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun diğer şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmaması hukuka aykırı görülmüştür.
B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri Yönünden
Mahkemece hükümde, sanığın üzerine atılı suçu haksız tahrik altında işlediği belirtilerek en üst hadden olacak şekilde sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması ancak somut olayda mağdurdan kaynaklanan haksız tahrikin ne şekilde oluştuğunun ve en üst hadden indirim uygulanmasının gerekçesinin açıkça ortaya konulmaması hukuka aykırı görülmüştür.
C. Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün A ve B bendinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,
26/01/2023 tarihinde karar verildi.