Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/29193
Karar Numarası: 2023/354
Karar Tarihi: 18.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
... Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2016/168 Esas, 2016/268 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık hakkında suç kastının bulunmaması nedeniyle beraat kararı verildiği, ses kayıtlarının incelemesinden anlaşılacağı üzere sanığın mağdurlara yönelik tehdit sözleri kullanmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu, beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle dosyanın yeniden incelenerek bozulması talebine yönelik olduğu.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın yeğeni olan mağdur ...'ün telefonunu arayarak önce kardeşi olan mağdur ... ile görüştüğü ve mağdur ...'e iletilmesi kastı ile tehdit eyleminde bulunduğu, devamında mağdur ... ile görüşen sanığın tehdit eylemini yinelediği, sanığın tehdit eylemleri ile ilgili olarak ses kaydı alındığı ve çözümünün yaptırıldığı, ancak Yerel Mahkemece sanığın olay esnasında suç işleme kastı ile hareket etmediği kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın kardeşi olan mağdur ... ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında, mağdurun oğlu olan diğer mağdur ...'e iletilmesi kastı ile "Ben gider hapisde yatarım, kendini sakat ederim, şerefsizlik etmesin, kendini sakat ederim." şeklindeki sözlerle tehdit ettiği, sanığın mağdur ... ile yaptığı görüşme sırasında ise bu mağdura yönelik, "Sen erkeksen sen buraya ayak bastığında seni sakat etmezsem bana yazıklar olsun, a ha bende seni sıktım." şeklinde sözler söylediğinin dosya kapsamında yer alan ve sanık tarafından kabul edilen ses kaydı ile sabit olması karşısında, sanığın bu sözleri mağdurlar ile telefonda ailevi meseleler nedeniyle tartıştığı sırada söylediği gözetilerek, sanığın bu eyleminin mağdurlar üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli ve yeterli olduğundan tehdit suçunun oluşacağı düşünülmeden, "Sanığın olay esnasında suç işleme kastı ile hareket etmediği." şeklindeki kanuni ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname'ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.01.2023 tarihinde karar verildi.