YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedir, Yargıtay tarafından ne şekilde ifade edilir? (Karşı oy içerir.)

Karar Özeti

IV. GEREKÇE

A. Sanık ... Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden;

a. Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "Suçsuzluk" ya da "Masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Karar

YARGITAY

 

4. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/5312

 

Karar Numarası: 2023/1

 

Karar Tarihi: 03.01.2023

 

Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçlarından kurulan hükümlerin temyiz edilmediği belirlenmiştir.

 

Sanık ... hakkında katılan ...'e karşı kasten yaralama suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aynı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/259 Değişik İş sayılı kararı ile de itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

 

Katılan ... vekili, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmünü de temyiz ettiğini belirtilmiş ise de sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik mala zarar verme suçu yönünden iddianamede anlatım bulunmasına rağmen Yerel Mahkemece hüküm kurulmadığı, zamanaşımı içerisinde mahallinde işlem yapılabileceği belirlenmiştir.

 

Sanıklar hakkında kurulan diğer hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ... Asliye Ceza Mahkemesinin Kararı ile

 

A. Sanık ... Hakkında

 

1. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat,

 

2. Katılan ...'a yönelik

 

a. Tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat,

 

b. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine,

 

c. Kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrası, 29 uncu, 62 inci ve 51 inci maddeleri uyarınca 8 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve denetim süresinin bir yıl olarak belirlenmesine,

 

3. Katılanlar ..., ... ile şikayetçiler ..., ..., ..., ... ve ...'e yönelik

 

a. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, aynı maddenin dördüncü fıkrası, 43 üncü, 62 nci, 53 üncü ve 51 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve denetim süresinin iki yıl olarak belirlenmesine ve hak yoksunluklarına,

 

b. Görevi yaptırmamak için direnme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 265 maddesinin birinci, üçüncü fıkraları, 43 üncü, 62 nci, 53 üncü ve 51 inci maddeleri uyarınca 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve denetim süresinin bir yıl olarak belirlenmesine,

 

B. Sanık ... Hakkında Katılan ...'a Yönelik

 

Hakaret suçundan, 271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat,

 

C. Sanık ... Hakkında Katılan ...'a Yönelik

 

1. Tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat,

 

2. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine,

 

D. Sanık ... Hakkında Katılan ...'e Karşı

 

1. Kasten yaralama suçundan 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,

 

2. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine,

 

Karar verilmiştir.

 

E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/211678 nolu tebliğnamesi ile sanıklar hakkında kurulan hükümler yönünden iade, onama, düzeltilerek onama talep edilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

A. O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteğinin; sanık ...'in üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye  sokma suçunun subüt bulduğu bu nedenle mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine, vesaire ilişkindir.

 

B. Katılan sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin;

 

1. Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet ve tehdit suçundan beraat kararı kurulması hükmünün ertelenmesi, hakaret suçundan ceza vermekten vazgeçilmesine dair hüküm verilmesi,

 

2. Sanık ... hakkında hakaret, sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin re'sen incelenecek nedenlerle,

 

3. Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün,

 

Bozulması talebine ilişkindir.

 

C. Katılan sanık ...'in temyiz isteğinin;

 

1. Sanık sıfatıyla; üzerine atılı suçları işlemediğini, asıl mağdur olan, saldırıya uğrayan kişinin kendisi olduğunu, bu nedenle hakkında beraat kararları verilmesi gerektiğine, vesaire,

 

2. Katılan sıfatıyla; olayı ilk olarak başlatan sanık ...'a daha ağır ceza verilmesi yerine daha hafif ceza verilmesinin ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesinin Kanuna aykırı olduğu belirterek hükmün bozulması gerektiğine, vesaire,

 

İlişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Tebliğnamedeki tehdit, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümlerin "onanması" ve sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün "düzeltilerek onanması" görüşüne aşağıda (C,D,E) bentlerinde açıklanan nedenlerle iştirak edilmemiştir.

 

Katılan sanık ... ile katılan sanık ..., sanıklar ... ve ... arasında suç tarihinde çıkan tartışmada;

 

A. Sanık ...'in Üzerine Atılı Suçlar Yönünden

 

1. Katılan ...'a yönelik eylemler

 

Sanık ...'in kullanımındaki aracı katılan ...'ın üzerine doğru sürdüğü, bu eylemi sonucu ...'ın dengesini kaybedip park halinde bulunan oradaki başka bir araca kafasını vurarak yere düştüğü, "Senin ananı s...z." şeklinde sözler söylerek hakaret ettiği, ...'a yumruk atmak sureti ile kasten yaralama eyleminde bulunduğu, aynı zamanda (B-2)'e belirtilen sanık ...'ın katılan ...'a yönelik söylediği, "Biz şu an ...'in önündeyiz hemen çabuk buraya gelin, burayı yıkacağız, burayı tarayacağız, polisleri de tarayacağız, bu aracı patlatacağız, kim olduğumuzu bir görsünler." şeklindeki tehdit eylemine iştirak ederek birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit eylemini gerçekleştirdiğinin,

 

2. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemi ve katılanlar ..., ... ile şikayetçiler ..., ..., ..., ... ve ...'e yönelik eylemler

 

Olay yerinde bulunan şikayetçi polis memurlarından ... ve ...'in, sanık ...'den aracın sürücü belgesi ve ruhsatını istemeleri üzerine, sanığın görevli polis memurlarına alkollü olduğunu, daha önceden de ehliyetinin alkollü araç kullanması sebebiyle alındığını, hapse gireceğini, işlem yapmamaları gerektiğini söylediği; ... isimli polis memurunun sanığa sürücü belgesi alındığı halde araç kullanmaktan cezai işlem yapmak istemesi üzerine sanığın şikayetçilerden ...'e "S.. senin yapacağın işi." diyerek küfür ettiği, alkollü olduğu kanısına vardıkları sanığa görevli şikayetçi polis memurlarından ...'in alkol kontrolü yapmak için alkol-metreye üflemesini istemesi üzerine sanığın alkol metrenin ucunda takılı olan üfleme çubuğunu çekip yere doğru fırlattığı, "Ben bunu üflemem, kimse üfletemez, üfletecek adamında a.. koyarmı, hepiniz o.. çocuğusunuz, a... koyduklarımın çocukları, sizin topunuzu paraya boğarım, sizi para ile satın alırım." gibi sözler söylemek sureti ile olay yerinde bulunan görevli polis memurlarına hakaret eyleminde bulunduğu, ekip aracına bindirilmek istenmesi üzerine de polis memurlarından ...'in sağ koluna tekme atıp yaralayarak, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemlerinde bulunduğunun,

 

B. Sanık ...'ın, Katılan ...'a Yönelik Eylemleri Nedeniyle Üzerine Atılı Suçlar Yönünden

 

Sanık ...'ın, sanık ...'a "Senin ananı s...z.", " bu olayı sen niye uzatıyorsun lan" dediği ve eline telefonu alıp ...'ın aracının önüne geçerek aracını plakasını telefonla konuştuğu kişiye söylediği ve "Biz şu an ...'in önündeyiz hemen çabuk buraya gelin, burayı yıkacağız, burayı tarayacağız, polisleri de tarayacağız, bu aracı patlatacağız, kim olduğumuzu bir görsünler." dediği ayrıca, olay yerinde bulunan polislerin yanında da katılana "Seni bulacağım, sen kaçabileceğinimi zannediyorsun, seni ...'da yaşatmayacağım, ölümün benim elimden olacak." demek ve sinkaflı küfürler etmek sureti ile birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunduğunun,

 

C. Sanık ...'ün Üzerine Atılı Hakaret Suçu Yönünden

 

Sanığın, katılan ...'a "Senin ananı s.." demek suretiyle hakaret ettiğinin,

 

D. Sanık ...'ın Üzerine Atılı Hakaret Suçu Yönünden

 

Sanık ...'ın da katılan ...'e "Ne biçim araba kullanıyorsunuz lan." şeklinde hakaret ettiğinin,

 

İddia edildiği olayda;

 

1. Sanık ...'in kısmi ikrar içeren savunmalarda bulunduğu, sanıklar ... ve ...'ün suçlamaları reddettiği tespit edilmiştir.

 

2. Katılanların ve şikayetçilerin aşamalarda benzer beyanlarda bulundukları tespit edilmiştir.

 

3. Soruşturma aşamasında dinlenen ve tehdit eylemini doğrulayan tanık ... kovuşturma aşamasında dinlenmemiştir.

 

4. Olay yerine giden polis memurları tarafından 12.14.2014 tarihli olay tutanağı düzenlenmiştir.

 

5. Yapılan araştırmada olay yerini gösteren güvenlik kamera görüntüsü tespit edilememiştir.

 

6. Katılan ... hakkında adli muayene raporunda, burunda orta (2) derecede kemik kırığının oluştuğu ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği belirtilmiştir.

 

7. Şikâyetçiler ... ve ... hakkında düzenlenen adli muayene raporlarında meydana gelen yaralamanın basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtilmiştir.

 

8. Sanık ...'in alkolmetreye üflemeyi reddettiğine dair adli olgu bildirim formu düzenlenmiştir.

 

9. Sanık ... hakkında sürücü belgesi geri alma ve trafik idari para cezası tutanakları düzenlenmiştir.

 

IV. GEREKÇE

 

A. Sanık ... Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden;

 

a. Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "Suçsuzluk" ya da "Masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

 

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın aşamalarda suçlamayı reddetmesi, katılanın beyanı dışında hakaret eylemini doğrulayan tanık vb. delilin de dosya arasında bulunmaması karşısında, atılı suçu işlediği şüphe boyutunda kalan sanığın şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

b.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

 

B. Sanık ... Hakkında Kasten Yaralama, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme ve Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret Suçlarından Kurulan Mahkumiyet Hükümleri Yönünden

 

a. Sanığın aşamalarda kısmi ve tevilli ikrar içeren savunması, katılanların ve şikayetçilerin aşamalardaki benzer beyanları, olay tutanağı içeriği, adli muayene raporları, kolluk tutanakları ve dosya arasında yer alan diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulmasında, haksız tahrik indiriminin uygulanmamasında ve lehe yasal hükümlerin uygulanmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

b. Sair temyiz sebepleri yönünden

 

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından katılan ... vekilinin ve sanık ...'in yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

 

C. Sanık ... Hakkında Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden

 

Sanığın alkollü olduğu yönündeki ikrarı, alkollü ve tehlikeli bir şekilde araç kullanıldığının ihbarı üzerine olay yerine giden polis memurlarınca sanığın aşırı derecede alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine alkol kontrolüne tabi tutulduğu sırada alkolmetreye takılı olan alkol çubuğunu çıkararak yere doğru fırlatması, hastaneye götürülen sanığın alkolmetreye üflemeyi reddetmesi ve tutanak tanıklarının aşamalardaki beyanları karşısında; sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmasına rağmen yerinde olmayan gerekçeyle beraat hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

 

D. Sanık ... ve ... Hakkında Tehdit Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden

 

Soruşturma aşamasında dinlenilen ve olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan ...'nın kovuşturma aşamasında dinlenilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle beraat hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

 

E. Sanık ... Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

 

Somut olay kapsamında, sanığın sarf ettiği kabul edilen "lan" şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözün, şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

 

F. Sanıklar ... ve ... Hakkında Katılan ...'a Yönelik Hakaret Suçundan Kurulan Ceza Vermekten Vazgeçilmesine Dair Hükümler Yönünden

 

(E) bendinde açıklandığı üzere katılan sanık ...'ın katılan sanık ...'e söylediği iddia ve kabul edilen "Lan" kelimesinin hakaret olmadığı; ancak Yerel Mahkemece " ... yüklenen suça ilişkin eylemin hangi sanığın sebep olduğunun saptanamaması karşısında.." şeklindeki kabulü nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesi uygulanması yerinde ise de 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca “Ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca “Ceza vermekten vazgeçilmesine.” şeklinde karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

 

G. Sanık ... Hakkında Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Katılan ...'e karşı kasten yaralama suçundan 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aynı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/259 Değişik İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.

 

V. KARAR

 

A. Sanık ... Hakkında Katılan ...'e Karşı Kasten Yaralama Suçundan Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Yönünden

 

Gerekçe bölümünde (G) bendinde açıklanan nedenle katılan ...'in kanun yolu başvurusu yönünden esası incelenmeyen dava dosyasının, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle Mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

B. Sanık ... Hakkında Kasten Yaralama, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret ve Sanık ... Hakkında Hakaret Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden

 

Gerekçe bölümünde ( A ve B) bendinde açıklanan nedenlerle katılan ... vekili ve sanık ... tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

 

C. Sanık ... ve ... Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Ceza vermekten Vazgeçilmesine Dair Hükümler Yönünden

 

Gerekçe bölümünde (F) bendinde açıklanan nedenle katılan ... vekilinin ve katılan sanık ...'in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükümler fıkrasından "TCK 129/3 maddesi" ve "Ceza vermekten vazgeçilmesine" ibareleri çıkartılarak yerlerine "5237 sayılı Kanun'un 129'uncu maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına." ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

 

D. Sanık ... Hakkında Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma, Tehdit, Sanık ... Hakkında Tehdit, Sanık ... Hakkında Hakaret Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden

 

Gerekçe bölümünde (C,D,E) bentlerinde açıklanan nedenlerle katılan ... vekili, katılan ... ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı oy çokluğuyla, diğer suçlar yönünden oy birliğiyle BOZULMASINA,

 

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

03.01.2023 tarihinde karar verildi.

 

(Muhalif)

 

KARŞI OY

 

Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, TCK 179/2 maddede düzenlenen suçun oluşup, oluşmadığı noktasındadır.

 

Maddenin bu fıkrasında düzenlenen suç; kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarının kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesiyle işlenmektedir. Bu suçun hareket unsurunun tehlikeli olabilecek şekilde aracın sevk ve idaresi oluşturmaktadır. Bu hareketler çeşitli davranışlarla yapılabilir bu nedenle serbest hareketli suçtur.

 

Bu suçun en önemli özelliği bir tehlike suçu olmasıdır. Ancak soyut bir tehlike suçu olmayıp somut tehlike suçu olarak düzenlemiştir. Bu nedenle her kurallara aykırılık suçu oluşturmaz. Kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından bir tehlike yaratığının her somut olayda araştırılarak somutlaştırılması gerekir. Her somut olayda sanığın eyleminin ne şekilde tehlikeye yol açtığının ispatlanması ve mahkemece bunun gerekçelendirilmesi gerekir.

 

Somut olayımızda, sanığın alkollü olduğu olay tutanağında belirtilmiş olup bunun dışında sanığın tehlikeli şekilde araç kullanarak somut bir tehlike riskini ne şekilde yarattığı anlaşılamamaktadır.

 

Suç yargılama süreci hukukunun evrensel temel ilkelerinden biri ''Şüpheden sanık yararlanır'' ilkesidir. Somut olayımızda sanığın üzerine atılı suçun maddi unsurlarından olan hareket unsurunu gerçekleştirdiği kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanamamıştır. Bu durumda şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği mahkemece verilen beraat kararı yerinde olup sayın çoğunluğun bozma yönündeki düşüncesine karşıyım.


Bu sayfa 157 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor