III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile mağdur arasında bulunan husumet nedeniyle birbirlerine tahrik içerikli mesajlar çektikten sonra buluştukları ve aralarında çıkan tartışmada sanığın "Senin canını alırım." diyerek mağduru tehdit ettiği Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Atılı Suçu İşlemediğine ve Somut Bir Delil Bulunmadığına Yönelik Temyizi Yönünden
Sanığın ikrar içeren savunması, mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanları ve 30.09.2010 tarihli mesaj tespit tutanağı içeriği karşısında, sanığın, somut delillere dayalı olarak, üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair Mahkemesinin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/27524
Karar Numarası: 2023/639
Karar Tarihi: 25.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. ... Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.06.2011 Tarihli ve 2010/602 Esas, 2011/611 Karar Sayılı Kararıyla Sanık Hakkında,
Tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıllık denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir. Bu karar 06.07.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
B. ... Asliye Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 Tarihli ve 2015/544 Esas, 2016/342 Karar Sayılı Kararıyla Sanık Hakkında
... Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2015 tarihli ve 2014/53 Esas, 2015/920 Karar sayılı dosyası kapsamında sanığın denetim süresi içerisinde, suç tarihi 14.09.2013 olan kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca, açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanmasına ve tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin, atılı suçu işlemediğine, suçlu olduğunu gösteren somut bir delilin bulunmadığına, kararın usul ve Yasaya aykırı olduğuna, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile mağdur arasında bulunan husumet nedeniyle birbirlerine tahrik içerikli mesajlar çektikten sonra buluştukları ve aralarında çıkan tartışmada sanığın "Senin canını alırım." diyerek mağduru tehdit ettiği Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanığın Atılı Suçu İşlemediğine ve Somut Bir Delil Bulunmadığına Yönelik Temyizi Yönünden
Sanığın ikrar içeren savunması, mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanları ve 30.09.2010 tarihli mesaj tespit tutanağı içeriği karşısında, sanığın, somut delillere dayalı olarak, üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair Mahkemesinin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
B. Sanığın Kararın Usul ve Yasaya Aykırı olduğu Temyiz Sebebi ile Vesaire Yönünden
1. Taraflar arasında husumet bulunması ve olay kapsamında tarafların birbirlerine tahrik edici mesajlar çektiklerinin kabul edilmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak, lehe hükümlerin uygulanması talebi bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2. 6763 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Kanun'un 2 ve 7 nci maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirmesinde zorunluluk bulunması,
3. (2) nolu bozma sebebine uyulup, uzlaştırmanın sağlanamaması halinde, 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle, Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.01.2023 tarihinde karar verildi.