III. OLAY VE OLGULAR
Tehdit suçu bakımından; sanığın suç tarihinde ... İlçe Emniyet Müdürlüğü Silah Ruhsat Büro Amirliği'nde polis memuru olarak görev yaptığı, sanığın sahte taşıma ruhsatlı silah belgeleri çıkartması üzerine hakkında idari işlem yapıldığı, katılanın da ... İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yaptığı ve katılanın müdüründen almış olduğu talimat üzerine sanığa bazı silah dosyaları ile ilgili bilgi sorduğu ve bu dosyaların silah ruhsat bürosunda bulunmadığını, bunları temin edip getirmesini istediği, sanığın istenilen dosyaları temin ederek katılana götürmediği ve dosyaları bulamadığını söylediği, daha sonra sanık hakkında idari bir soruşturma başlatıldığı ve açığa alındığı, sanığın kendisine ait kullanmakta olduğu cep telefonundan şikayetçinin kullanmış olduğu cep telefonuna "Sana sıkacağım haberin olsun." şeklinde mesaj gönderdiği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir. Suça konu mesaj dökümünün dosya içerisinde olduğu ve sanığın da savunmasında bu mesajı katılana gönderdiğini ikrar ettiği belirlenmiştir.
Hakaret suçu bakımından; yukarıda anlatılan olay çerçevesinde sanığın katılanı telefonla arayarak katılana yapmış olduğu görevinden ötürü ve görevinin ifası sırasında ana avrat telefonla hakaret ettiği ileri sürülmüştür. Dosya kapsamında sanığın katılanı aradığına dair herhangi bir telefon görüşme kaydı veya ispata elverişli herhangi bir delil bulunmamakla birlikte sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında hakaret suçuna dair bir beyanının olmadığı görülmüştür.
IV. GEREKÇE
A. Hakaret Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
1.Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, katılan vekilinin ileri sürdüğü temyiz sebepleri açısından yapılan değerlendirmede, sanığın savunmasında katılana tehdit sözünü içeren mesaj gönderdiğini ikrar etmesi, iddia edildiği üzere katılanı arayarak hakaret ettiğine dair herhangi bir ikrarının bulunmaması, sanığın savunmasında katılanı aradığını ancak katılanın telefonu açmadığına dair beyanının tek başına sanığın iddia edilen hakaret suçunu işlediğini kabul etmek için yeterli olmadığı, sanığın iddia edilen hakaret suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak ve mahkumiyete dayanak olabilecek nitelikte delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın beraatine dair mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/27495
Karar Numarası: 2023/701
Karar Tarihi: 26.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yerel Mahkemece sanık hakkında hakaret suçundan, hükümde uygulama maddesi belirtilmeksizin beraat kararı, tehdit suçundan ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 52 nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitle tahsiline karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen tebliğnamede hakaret suçundan verilen beraat hükmünün onanmasına dair görüş belirtilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteminin, tehdit suçu bakımından alt sınırdan ceza verilmesinin usul, yasa ve oluşa açıkça aykırı olduğu, hakaret suçundan beraat kararı verilmesinin de hatalı olduğu, şikayet konusu olayları sanığın kendisinin de doğruladığı, sanığın gönderdiği mesajların dosyada mevcut olduğu, sanığın katılanı aradığını da doğruladığı, bu beyanların katılanın ifadelerini doğrulaması karşısında mahkumiyet için yeterli delil olmadığını söylemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sanığın hakaret suçundan da cezalandırılması gerektiği nedenleriyle hükümlerin bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Tehdit suçu bakımından; sanığın suç tarihinde ... İlçe Emniyet Müdürlüğü Silah Ruhsat Büro Amirliği'nde polis memuru olarak görev yaptığı, sanığın sahte taşıma ruhsatlı silah belgeleri çıkartması üzerine hakkında idari işlem yapıldığı, katılanın da ... İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yaptığı ve katılanın müdüründen almış olduğu talimat üzerine sanığa bazı silah dosyaları ile ilgili bilgi sorduğu ve bu dosyaların silah ruhsat bürosunda bulunmadığını, bunları temin edip getirmesini istediği, sanığın istenilen dosyaları temin ederek katılana götürmediği ve dosyaları bulamadığını söylediği, daha sonra sanık hakkında idari bir soruşturma başlatıldığı ve açığa alındığı, sanığın kendisine ait kullanmakta olduğu cep telefonundan şikayetçinin kullanmış olduğu cep telefonuna "Sana sıkacağım haberin olsun." şeklinde mesaj gönderdiği Yerel Mahkemece kabul edilmiştir. Suça konu mesaj dökümünün dosya içerisinde olduğu ve sanığın da savunmasında bu mesajı katılana gönderdiğini ikrar ettiği belirlenmiştir.
Hakaret suçu bakımından; yukarıda anlatılan olay çerçevesinde sanığın katılanı telefonla arayarak katılana yapmış olduğu görevinden ötürü ve görevinin ifası sırasında ana avrat telefonla hakaret ettiği ileri sürülmüştür. Dosya kapsamında sanığın katılanı aradığına dair herhangi bir telefon görüşme kaydı veya ispata elverişli herhangi bir delil bulunmamakla birlikte sanığın kovuşturma aşamasında alınan savunmasında hakaret suçuna dair bir beyanının olmadığı görülmüştür.
IV. GEREKÇE
A. Hakaret Suçundan Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
1.Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, katılan vekilinin ileri sürdüğü temyiz sebepleri açısından yapılan değerlendirmede, sanığın savunmasında katılana tehdit sözünü içeren mesaj gönderdiğini ikrar etmesi, iddia edildiği üzere katılanı arayarak hakaret ettiğine dair herhangi bir ikrarının bulunmaması, sanığın savunmasında katılanı aradığını ancak katılanın telefonu açmadığına dair beyanının tek başına sanığın iddia edilen hakaret suçunu işlediğini kabul etmek için yeterli olmadığı, sanığın iddia edilen hakaret suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak ve mahkumiyete dayanak olabilecek nitelikte delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın beraatine dair mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
2. Sair Yönlerden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkeme'nin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, beraat kararlarının dayanağını oluşturan uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun'nun 230/2 ve 232/6 ncı maddelerine aykırı davranılması, tebliğnamede bu suç yönünden onama isteyen görüşe iştirak edilmeyerek yerinde görülmemiştir.
B. Tehdit Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, katılan vekilinin ileri sürdüğü temyiz sebepleri açısından yapılan değerlendirmede, sanığın savunmasında katılana tehdit sözünü içeren mesaj gönderdiğini ikrar etmesi, sanığın katılana gönderdiği tehdit sözünün niteliği ve somut olayın özelliği uyarınca mahkemenin alt sınırdan ceza tayininde hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Ancak;
a. 6545 sayılı Kanun'un 72 nci maddesiyle, 5237 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişikliğin suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmaması, suçtan doğan maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını talep eden ve hakkında tayin edilen hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun şartlarının dosya kapsamında oluşup oluşmadığı öncelikle tartışılmaksızın, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm verilmesi,
b. 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, tehdit suçuyla birlikte işlenen ve uzlaşma kapsamında bulunmayan 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde düzenlenen hakaret suçundan sanık hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Kanun'un 2 nci ve 7 nci maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c. Yukarıdaki madde uyarınca uzlaşmanın sağlanamaması durumunda; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle değişik 5237 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5237 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “Hükme bağlanmış.” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "Basit yargılama usulü." yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5237 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 inci ve 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
A. Hakaret suçundan kurulan beraat hükmü yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinin 2 numaralı maddesinde açıklanan nedenle Yerel Mahkeme'nin kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, kararın ilgili kısmına "CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca." ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname'ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B. Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
Gerekçe bölümünün (B) bendinin 1 numaralı maddesinin (a) , (b) ve (c) alt başlıklarında açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,
26.01.2023 tarihinde karar verildi.