B. Kabule göre de; hakaret suçunun aleni bir yer olan ... Hukuk Mahkemeleri Adli Sicil Bürosunda işlenmesine rağmen 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmamış olması, nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/30272
Karar Numarası: 2023/1020
Karar Tarihi: 13.02.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. ... (Kapatılan) ... Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.080 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verilmiştir.
B. ... (Kapatılan) ... Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile denetim süresi içerisinde kasten yaralama ve hakaret suçlarını işleyen sanık hakkında, hakaret suçundan; 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 6.080 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Hükmü temyiz eden sanık müdafiinin temyiz isteğinin; kararın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile verildiğine, sanığın sırasının gelmesini beklerken şikâyetçinin kendisinden önce sıra bekleyen yaşlı bir kadına da bağırdığına, bu durum nedeniyle şikâyetçiyi uyarması üzerine şikâyetçinin sanığa bağırarak işine karışmamasını söylediğine, sabıka kaydı için resimli kimlik istenmesi üzerine sanığın noter onaylı fotoğraflı nüfus cüzdan sureti ile sabıka kaydının verilip verilemeyeceğini sorduğunu, şikâyetçinin bağırarak cevap verdiğine, sanığın, şikâyetçiye memur olmasından ötürü ona bağıramayacağı, kendisinden önceki kişiye de bağırdığını ve şikâyetçi olacağını söyleyerek oradan ayrılıp adliyede görevli polislere durumu anlatarak şikâyetçi olup tutanak tutulmasını sağladığına, şikâyetçinin çelişkili ifade ve anlatımlarda bulunduğuna, şikayetçinin bağırarak olay çıkardığına ve sanık aleyhine tutulan tutanak ve savcılık ifadesiyle sanığın haksız yere ceza aldığının ortaya çıkacağına, suçun oluşmadığına, şikâyetçinin adliye çalışanı olmasını fırsat bilerek poliste ve kollukta ifadesinin alınmadığına, savcılığın sadece şikâyetçi ifadesiyle davayı açtığına, savcılığın sanığın ifadesini almadığına, sanık ile şikâyetçiden önce bir başka tartışmanın olduğunun tanık beyanından anlaşıldığına, bu tartışmanın sanık anlatımlarını doğruladığına, zabıt münzilerinden iki tanığın dinlenmediğine, şikâyetçinin olaydaki kusurunun ve sanığı sinirlendirmesinin değerlendirilmediğine, sanığın haksız yere cezalandırıldığına, kabul etmemekle birlikte sözlerin hakaret suçunu oluşturmadığına, karşılıklı bir tartışmanın olduğunun açık olduğuna, şikayetçinin bağırmış olabilirim şeklindeki beyanının haksız tahrik indirimi ve 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin uygulama alanının gözetilmemiş olmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın adli sicil belgesi almak üzere şikâyetinin veri hazırlama kontrol işletmeni olarak çalıştığı, ... Hukuk Mahkemeleri Adli Sicil Bürosuna geldiği, fotoğraflı kimlik belgesi sunmadan adli sicil kaydı talep ettiği, görevli şikayetçinin bu şekilde işlem yapamayacaklarını söylediği, buna rağmen sanığın ısrarcı davrandığı, çıkan tartışmada istediği sonucu alamayınca el kol hareketleri ile "Allah belanızı versin, ne biçim devlet memurlarısınız." diyerek görevli memura görevinden dolayı hakaret ettiği, kahırlı bela okumanın hakaret niteliğinde olmadığı ancak sanığın el kol hareketleri ile birlikte memura taşıdığı görevi hak etmediğini, küçük düşürmeyi amaçlayan "ne biçim" şeklinde bir söz kullanmak suretiyle hakaret ettiği kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın şikâyetçiye yönelik ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şikâyetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, nezaket dışı ve kaba söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilmesi,
B. Kabule göre de; hakaret suçunun aleni bir yer olan ... Hukuk Mahkemeleri Adli Sicil Bürosunda işlenmesine rağmen 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmamış olması, nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrasının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi