Somut olayda, HTS kayıtları getirtilerek ilk aramanın kim tarafından yapıldığının, bu kapsamda sanığın katılana karşı ani gelişen tartışma sırasında tehdit ve hakaret içeren sözler söyleyip söylemediğinin ve başkaca delil elde etmesine imkan bulunup bulunmadığının, suça tahrik ve planlama ile kayıt yapılıp yapılmadığının tartışılması, sanığın ses kayıtlarının kendisine ait olmadığını belirtmesi halinde ise ses analizi yaptırılması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında yazılı şekilde hükümler kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/29546
Karar Numarası: 2023/465
Karar Tarihi: 23.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
... Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.02.2016 tarihli ve 2014/525 Esas, 2016/108 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği, sanığın CD'deki görüşmelerin kendilerine ait olduğunu kabullendiğine, mahkemece söz konusu görüşmelerin gizli bir şekilde kayda alındığından bahsedilerek sanığın üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı gerekçesi ile sanığın beraatine karar verilmiş ise de, telefon ile birilerini arayarak hakaret eden ve tehditlerde bulunan kişinin, telefon görüşmelerinin hakaret ve tehditte maruz kalan kişi tarafından kayda alınabileceğini bilebilecek durumda olduğuna, katılan ile sanığın telefon kayıtlarının istenerek ilk aramanın kim tarafından yapıldığının tespiti ile sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken katılanın sanığı arayarak gizli bir şekilde ses kaydının alındığından bahisle beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Katılanlar vekilinin temyiz isteği ise, mahkemenin beraat gerekçesinde "Katılanın sanığı arayarak tuzak kurduğunu" gösterdiğine, ancak mevcut veriler ve sanığın da kabulüyle arayan kişinin sanık olduğunun sabit olduğuna, konuşma kayıtlarından sanığın, konuşmaların kayıt altına alındığını/alınabileceğini bilerek tehdit ve hakarette bulunduğuna, diyaloglara bakıldığında ise mahkemenin gerekçesine aldığı "tuzak kurma" olayının olmadığına, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile katılanlar arasında husumet bulunduğu, sanığın bu husumetin etkisiyle katılanları telefonla arayarak öldürmekle tehdit ettiği, ayrıca sinkaflı sözlerle hakaret ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında, Yerel mahkemece, "Sanığın atılı tehdit ve hakaret suçlarını işlemediğine dair kararlılık gösteren savunması, katılan ...'in daha önceki olaylar nedeniyle kendisini haklı çıkartmak adına sanığı arayarak aralarındaki telefon görüşmesini gizlice kaydetme iddiaları ve dosyadaki diğer deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın savunmasının aksini kanıtlayan (ve mahkumiyetine yetecek) her türlü kuşkudan uzak hukuken geçerli, yeterli, inandırıcı, kesin ve somut deliller bulunmadığından sanığın atılı tehdit ve hakaret suçlarından 5271 sayılı CMY’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine" karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Mahkemece, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydının, sanığın bilgisi ve rızası dışında yasal olmayan yollardan kaydedildiği gerekçesiyle, yasal delil olarak kabul edilmemiş ise de,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21/05/2013 tarihli, 2012/1270 Esas, 2013/248 Karar sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı, ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu,
Somut olayda, HTS kayıtları getirtilerek ilk aramanın kim tarafından yapıldığının, bu kapsamda sanığın katılana karşı ani gelişen tartışma sırasında tehdit ve hakaret içeren sözler söyleyip söylemediğinin ve başkaca delil elde etmesine imkan bulunup bulunmadığının, suça tahrik ve planlama ile kayıt yapılıp yapılmadığının tartışılması, sanığın ses kayıtlarının kendisine ait olmadığını belirtmesi halinde ise ses analizi yaptırılması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında yazılı şekilde hükümler kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle ... Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.02.2016 tarihli ve 2014/525 Esas, 2016/108 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar ... ve ... vekili ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.