YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sanığın memura karşı “kendini nimetten sayıyorsun, işini düzgün yap”, “babanın yerimi, ... terbiyesiz." gibi ifadelerinin hakaret suçunu oluşturmayacağı hk.

Karar Özeti

Ancak;

A. Hakaret Suçu Yönünden

Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Olay günü sanığın söylediği kabul edilen “sen kendini fasulye gibi nimetten sayıyorsun, senin gözün doktor falan görmüyor, işini düzgün yap”, “babanın yerimi, ... terbiyesiz." şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçe ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

Karar

YARGITAY

 

4. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2020/28459

 

Karar Numarası: 2023/721

 

Karar Tarihi: 26.01.2023

 

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararıyla;

 

A. Sanık hakkında tehdit suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanığa verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

 

B. Sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun'un 125 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanığa verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

Sanığın temyizinin olay günü eşinin ameliyatı nedeniyle hastanede bulunduğu sırada, hemşire olarak görevli mağdur ...'nun kendilerine kötü davrandığını, görevini gerektiği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle tepki gösterdiğini ancak atılı suçları işlemediğini, kovuşturmada eşi olan tanık ...'nin dinlenilmesini talep etmesine rağmen mahkemece talebinin kabul edilmediğini adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, mağdurun arkadaşı olan diğer tanık ...'nın beyanına dayanılarak eksik inceleme sonucu hüküm verildiğini, kendisinin %85 oranında özürlü olduğunu, buna ilişkin raporu temyiz dilekçesi ekinde sunduğunu bu raporun dikkate alınması gerektiğini beyanla, sayılan nedenlerle ve re'sen tespit edilecek sebeplere hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Olay günü mağdurun ... Devlet Hastanesinde hemşire olarak görev yaptığı, akşam saatlerinde servise ... isimli hastanın yatışının yapıldığı, sanığın hemşire geldiğinde serumun akmaması nedeniyle hemşireyi uyardığı, hemşirenin de bayan koğuşu olması nedeniyle ...'ı dışarıya çıkması hususunda uyardığı ve aralarında tartışma yaşandığı, çıkan tartışma neticesinde sanığın müştekiye “sen kendini fasulye gibi nimetten sayıyorsun, senin gözün doktor falan görmüyor, işini düzgün yap” , “beni buradan kimse çıkartamaz, benim on tane dosyam var, seni öldürürüm, onbirinci dosyamda sen olursun”, “babanın yerimi, senin ağzını burnunu kırarım, terbiyesiz”, “seni vurur öldürürüm benim mahkemede on dosyam var." şeklinde sözler sarfettiği, orada bulunanların araya girmesi üzerine olayın son bulduğu şeklinde iddia olunan olayda, soruşturma düzenlenen tutanakta olay anını ve çevresini gösterir herhangi bir kamera kaydına rastlanılmadığının tespit edilmiş ve Yerel Mahkemece mağdurun aşamalardaki tutarlı anlatımları ve dinlenen tanıklar ... ve ... nin beyanlarıyla olayın sübut bulduğu kabul olunarak sanığın mahkumiyeti yönünde hüküm kurulmuştur.

 

IV. GEREKÇE

 

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, yargılama sırasında savunması alınan sanığın, tanık dinlenmesine ilişkin bir talebinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, savunma hakkının kısıtlanması sonucuna neden olacak koşulların incelemeye konu olayda gerçekleşmediği, hemşire olarak görevli mağdur ...'nın bayan koğuşu olması nedeniyle sanığı dışarıya çıkması hususunda uyardığı ve aralarındaki tartışmanın bu nedenle yaşandığının mağdurun aşamalardaki tutarlı anlatımları ile dinlenen tanıkların beyanlarıyla anlaşılması karşısında, temyiz sebebi olarak ileri sürülen haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için aranan koşulların olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, sanığın diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

 

Ancak;

 

A. Hakaret Suçu Yönünden

 

Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

 

Olay günü sanığın söylediği kabul edilen “sen kendini fasulye gibi nimetten sayıyorsun, senin gözün doktor falan görmüyor, işini düzgün yap”, “babanın yerimi, ... terbiyesiz." şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçe ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

 

B. Her iki Suç Yönünden

 

1.Adli sicil kaydına göre birden fazla sabıkası bulunan mükerrir sanık hakkında, hangi ilamın tekerrüre esas alındığının denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilmemesi,

 

2. Sanığın temyiz dilekçesinde yüzde seksenbeş oranında özürlü olduğuna dair raporu bulunduğunu belirtmesi ve dilekçe ekinde rapor fotokopisini sunmuş olması karşısında, suç tarihi itibariyle atılı suça ilişkin 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi,

 

3. 7188 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik, 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde "Basit Yargılama Usulü" düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

 

Bozmayı gerektirmiştir.

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

 

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

26.01.2023 tarihinde karar verildi.


Bu sayfa 198 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor