Ancak,
1. TCK'nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceği öngörülmüştür.
Tehdit eylemi, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdit içerdiği düşünülen sözlerin olay kapsamında hangi bağlamda kullanıldığının da değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda; sanığın alkollü araç kullanma eylemi sebebiyle hakkında idari ve adli işlem yapılacağını öğrenmesi üzerine polis memurlarına yönelik hastanede, nezarethanede ve karakolda tehditte bulunduğunun, polis memurlarının görevlerinin olay esnasında ve akabinde devam ettiğinin anlaşılması karşısında, eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 265/1 inci maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıyla tehdit suçundan hüküm kurulması,
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/29866
Karar Numarası: 2023/647
Karar Tarihi: 25.01.2023
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu ... Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 62 inci maddesi ve 50 inci maddesi uyarınca 3.740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu ... Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125 inci maddesinin üçüncü maddesinin (a) bendi, 43 üncü maddesi, 62 inci maddesi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7.600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, çelişkili beyanlar üzerinden karar verildiğine, şüpheden sanığın yararlanması gerektiğine, park halinde olan ve aracı kullanmayan sanık hakkında işlem yapıldığı için haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, belirttiği nedenler ve re'sen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde sanık ...' un araç ile seyir halinde olduğu, araçta tanıkların da bulunduğu, trafik ekibine ihbar geldiği, bu nedenle sanığın aracının mağdur trafik polis memuru ... tarafından durdurulduğu, alkol kontrolünde alkol ölçüm raporuna göre 2. 28 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, karakola giriş çıkış işlemlerinin yapılması için hastaneye sevk edildiği, sanığın adli ve idari işlem yapılacağını öğrenmesi üzerine hem hastanede hem de karakolda mağdurlara ve katılanlara " o... ç..." diyerek hakaret ettiği, ayrıca sanığın, polis memuru olan mağdurlara ve katılanlara karakolda ve hastanede " Hepinizin a... k..., bu karakolu bir telefon ile şuan bombalatırım, ...size burada ekmek yedirtmeyeceğim, hepinizin canını yakacağım..." diyerek tehdit ettiğinin sanığın tevilli ikrarı, tanıkların yeminli beyanları ile müşteki beyanları ile doğrulanmış ve böylece sanığın atılı suçları işlediği Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Nedenleri Yönünden
Sanık savunması, mağdurlar ve katılanların beyanları, tanıkların beyanı, fotoğraflar, tutanaklar, CD izleme tutanakları karşısında sanığın atılı suçları işlediğine dair,
Temyiz sebebi olarak ileri sürülen haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için aranan koşulların olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasına dair, Mahkemesinin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
B. Sair Yönlerden Yapılan İncelemede
Sanık müdafiinin bozma sebebi dışındaki temyiz istemleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. TCK'nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceği öngörülmüştür.
Tehdit eylemi, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdit içerdiği düşünülen sözlerin olay kapsamında hangi bağlamda kullanıldığının da değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda; sanığın alkollü araç kullanma eylemi sebebiyle hakkında idari ve adli işlem yapılacağını öğrenmesi üzerine polis memurlarına yönelik hastanede, nezarethanede ve karakolda tehditte bulunduğunun, polis memurlarının görevlerinin olay esnasında ve akabinde devam ettiğinin anlaşılması karşısında, eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 265/1 inci maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıyla tehdit suçundan hüküm kurulması,
2. Sanık hakkında hakaret suçuna yönelik sonuç ceza değişmese de, 5237 sayılı Kanun'un 61 inci maddesinin 8 inci fıkrası uyarınca adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, sonuç olarak ulaşılan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. Eylemin Tehdit Suçu olarak kabul edilmesi halinde Tehdit ve Hakaret Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedeniyle bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, ... Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesinin gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.01.2023 tarihinde karar verildi.