III. OLAY VE OLGULAR
Katılanın, sanığın davacı olduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan dava dosyası kapsamında davalı vekili olarak görev yaptığı, duruşma sırasında sanığın, "İşi gücün yalan dolan, sen beni mahvettin ben de seni mahvedeceğim." şeklinde sözlerle katılana hakaret ve tehditte bulunduğu, Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Tüm dosya kapsamı ve özellikle sanığa atılı suçlara ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesince tanzim edilen duruşma tutanağı dikkate alındığında, sanığın suçun sübutuna, suç kastının bulunmadığına ve eylemleri katılana karşı gerçekleştirmediğine ilişkin temyiz sebeplerine dair,
Yerel Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
B. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanığın söylediği kabul edilen "İşi gücün yalan dolan..." şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/33728
Karar Numarası: 2023/964
Karar Tarihi: 09.02.2023
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık ... hakkında;
A. Katılan ...'a karşı hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, aynı maddenin dördüncü fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanığa verilen cezanın mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
B. Katılan ...'a karşı tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanığa verilen cezanın mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin, suç işleme kastının olmadığı, kardeşine karşı beddua ettiği ancak katılana yönelik hakaret ve tehdit eyleminin bulunmadığı, üzerine atılı suçların sübut bulmadığı, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve cezanın ertelenmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu ayrıca re'sen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılanın, sanığın davacı olduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan dava dosyası kapsamında davalı vekili olarak görev yaptığı, duruşma sırasında sanığın, "İşi gücün yalan dolan, sen beni mahvettin ben de seni mahvedeceğim." şeklinde sözlerle katılana hakaret ve tehditte bulunduğu, Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Tüm dosya kapsamı ve özellikle sanığa atılı suçlara ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesince tanzim edilen duruşma tutanağı dikkate alındığında, sanığın suçun sübutuna, suç kastının bulunmadığına ve eylemleri katılana karşı gerçekleştirmediğine ilişkin temyiz sebeplerine dair,
Yerel Mahkemenin inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
B. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanığın söylediği kabul edilen "İşi gücün yalan dolan..." şeklindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
C. Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas hükümlülüğü bulunmakla birlikte, tekerrüre esas alınan hapis cezasının dayanağı olan mala zarar verme suçunun hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'u ile Bazı Kanun'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında, seçimlik ceza öngören hakaret ve 5237 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının, ikinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarından hapis cezasının tercih edilmiş olması ve tekerrür nedeniyle sanık hakkında, seçenek yaptırımlara çevirme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle, öncelikle tekerrüre esas alınan suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı saptanarak, sonucuna göre tekerrür, hapis cezasının tercih edilip edilmeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevrime ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının değerlendirilmesi gerekliliği,
D. Hakaret suçundan kurulan hükümde uygulamaya göre sonuç hapis cezasının 11 ay 20 gün yerine 1 yıl 15 gün olarak fazla belirlenmesi,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B), (C) ve (D) bentlerinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun'un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname'ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.02.2023 tarihinde karar verildi.