IV. GEREKÇE
A. Sanık ... Hakkında Hakaret ve Sanık ... Hakkında Tehdit Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
1. Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanık ...'in katılan ...'a hitaben söylediği kabul edilen "Ulan" şeklindeki sözün muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığından, Mahkemenin beraat kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/28080
Karar Numarası: 2023/887
Karar Tarihi: 08.02.2023
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda Tarih ve Sayısı Belirtilen İncelemeye Konu ... Asliye Ceza Mahkemesinin Kararı ile
A. Sanık ... Hakkında
Katılan ...'a yönelik tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat,
B. Sanık ... Hakkında
1. Katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 25 inci maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
2. Katılan ...'a yönelik hakaret suçundan , 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca beraat,
3. Katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
C. Sanık ... Hakkında
1. Katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
2. Katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
Kararları verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz isteği; kasten yaralama eylemlerinin meşru savunma sınırları içerisinde kalmadığı, dosya kapsamı itibarıyla tehdit ve hakaret suçlarının da oluştuğu bu nedenle sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanıklar ..., ..., ... ile katılanlar ... ve ... arasında suç tarihinde çıkan tartışmada;
Sanık ...'in, katılan ...'a "Ulan" diyerek hakaret ettiği, sanık ... ve ...'nın, katılanlar ... ve ...'ı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaraladıkları, sanık ...'nın katılan ...'a hitaben "Seni mahvedeceğim." diyerek tehditte bulunduğunun iddia edildiği olayda;
1. Sanıklar'ın aşamalarda benzer ve birbirleriyle uyumlu beyanda bulundukları tespit edilmiştir.
2. Katılanlar aşamalarda, sanıkların kendilerine yönelik eylemlerinden söz etmişlerdir.
3. Olaya dair bilgi ve görgüsü olan tanıklar ..., ..., ..., ... her iki aşamada da dinlenilmiştir.
4. Sanıklar ..., ... ve katılanlar ... ile ... hakkında düzenlenen adli muayene raporlarında meydana gelen yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtilmiştir.
5. Yerel Mahkemece, kasten yaralama eylemleri meşru savunma kapsamında değerlendirilerek ceza verilmesine yer olmadığına, tehdit suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve hakaret suçunun da işlenmediği kabul edilerek beraat hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık ... Hakkında Hakaret ve Sanık ... Hakkında Tehdit Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
1. Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanık ...'in katılan ...'a hitaben söylediği kabul edilen "Ulan" şeklindeki sözün muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığından, Mahkemenin beraat kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Sanık ...'nın aşamalarda suçlamayı reddetmesi, dinlenen tanık ...'nin beyanı ve katılan ...'ın aşamalardaki beyanları karşısında; Yerel Mahkemece "tanık ifadeleri ile doğrulandığı üzere sanık ...'nın eşi olan sanık ...'yı balkondan kavgayı görmesi sonrasında ...'a hitaben "Seni mahkemeye vereceğim." şeklinde sözler söylediği, ...'ın da sanık ...'ya kendisine "Seni maffedeceğim, seni şikayet edeceğim." dediğini iddia ettiği, bu suçun mağduru olan ...'ın iddiası doğru olsa bile sanık ...'ya yasal yollara başvurmakla tehdit ettiği sözlerinin suç teşkil etmeyeceği" şeklindeki gerekçeyle beraat hükmü kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Sanıkların aşamalardaki savunmaları, bu savunmalarını destekleyen tanık anlatımları ve adli muayene raporları birlikte değerlendirildiğinde, Yerel Mahkemenin sanıkların eylemlerini "meşru savunma" kapsamında değerlendirmesinde hukuka aykırılık görülmediği; ancak sanıkların yaralama eylemlerinin meşru savunma kapsamında kalması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca beraatleri yerine ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Tehdit ve Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenlerle katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322 inci maddesi uyarınca, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümler fıkrasından "Ceza verilmesine yer olmadığına" ibareleri çıkarılarak yerlerine "5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca beraatine" ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.02.2023 tarihinde karar verildi.