Somut olayda, şüphe üzerine durdurulan sanığa kimlik belgesi sorulduğu, sanığın üzerinde kimlik belgesi olmadığını söyleyerek kendisini ... olarak tanıttığı, çelişkili beyanları nedeniyle ısrarla gerçek kimliği sorulduğunda, (henüz sahte adla herhangi bir resmi belge tanzim edilmeden) gerçek kimliğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında;
5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi kolluk görevlilerine beyan edilen kimlik bilgilerine göre bir belgenin düzenlenmemesi nedeniyle TCK.nın 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun da oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasa'nın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasa'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, 5326 sayılı Kanun'un 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanun'un 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 21.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/8035
Karar Numarası: 2022/19479
Karar Tarihi: 21.12.2022
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.
Somut olayda, şüphe üzerine durdurulan sanığa kimlik belgesi sorulduğu, sanığın üzerinde kimlik belgesi olmadığını söyleyerek kendisini ... olarak tanıttığı, çelişkili beyanları nedeniyle ısrarla gerçek kimliği sorulduğunda, (henüz sahte adla herhangi bir resmi belge tanzim edilmeden) gerçek kimliğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında;
5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi kolluk görevlilerine beyan edilen kimlik bilgilerine göre bir belgenin düzenlenmemesi nedeniyle TCK.nın 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun da oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasa'nın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasa'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, 5326 sayılı Kanun'un 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanun'un 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 21.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.