Somut olayda, sanık ... ve inceleme dışı diğer sanıkların mağdurun çalıştığı işyerine gelerek, kendisini Ali Can Yavuz'la yüzleştireceklerini, dövmeyeceklerini söyleyerek hileyle geldikleri araca bindirdikleri, mağduru götürdükleri dere kenarında silahtan sayılan kemerle darp ettikten sonra serbest bıraktıkları anlaşılan olayda, sanığın eyleminin kül halinde cebir ve hile uygulamak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olduğu, ayrı bir suç olarak değerlendirilemeyeceği, sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 109/2, 109/3-a-b maddeleri gereğince yaralamanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı da gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eylemin bölünerek kasten yaralama ve TCK.nın 109/1 maddesi uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması,
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/1676
Karar Numarası: 2022/18676
Karar Tarihi: 07.12.2022
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Ceza Genel Kurulu'nun 25.10.2018 gün ve 2016/7-127 Esas, 2018/482 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK.nın 225/1. maddesine göre, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiil olduğu, "Yargılamayı yapan mahkemenin fiilin hukuki niteliğini takdirde iddia ve savunmalarla bağlı olmadığı, Kanunun açık ve kesin olan bu hükmü karşısında, mahkemece sanığın yargılama sonucunda sabit kabul edilen fiilinin hukuksal niteliğine göre hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, fiil nitelik yönünden ikiye bölünerek, aynı fiilden dolayı iki ayrı mahkumiyet kararı verilmesi Ceza Muhakemesi Kanununa aykırılık oluşturacaktır." hükmünün yer aldığı,
Somut olayda, sanık ... ve inceleme dışı diğer sanıkların mağdurun çalıştığı işyerine gelerek, kendisini Ali Can Yavuz'la yüzleştireceklerini, dövmeyeceklerini söyleyerek hileyle geldikleri araca bindirdikleri, mağduru götürdükleri dere kenarında silahtan sayılan kemerle darp ettikten sonra serbest bıraktıkları anlaşılan olayda, sanığın eyleminin kül halinde cebir ve hile uygulamak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olduğu, ayrı bir suç olarak değerlendirilemeyeceği, sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 109/2, 109/3-a-b maddeleri gereğince yaralamanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı da gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eylemin bölünerek kasten yaralama ve TCK.nın 109/1 maddesi uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. ve 326/son maddeleri gereğince, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 07.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.