YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Bilgi işlem çalışanın, personele ait e-posta ve şifre bilgilerini yazışma ve eklerini hem kendine hem de başka bir firmanın yetkilisine göndermesi halinde hangi suçtan cezalandırılması gerekir?

Karar Özeti

Ancak;

Katılanın yetkilisi olduğu şirkette görev yaptığı sürede bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan sanık ...’un hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere çalıştığı dönemde aynı şirketin bir kısım çalışanlarına ait e-posta ve şifre bilgilerini edindiği, bu mail adreslerini izlemeye başlayarak içerikteki yazışma ve eklerini kendi e-posta adresine yönlendirdiği, buradan da fiilen çalışmaya başladığı “Öz-Halkmar” şirketinin yetkilisi olan diğer sanık ... ...’nin de içinde olduğu şahıslara gönderdiği oluşa uygun olarak kabul edilen somut olayda;

Sanığın gerek ticari sır mahiyetindeki bilgi veya belgeleri hukuka aykırı yolla elde edip yetkisiz kişilere verme gerekse de bilişim sistemindeki verileri başka bir yere gönderme şeklinde gerçekleşen ve hukuki anlamda tek bir fiil olan eyleminde hem 5237 sayılı TCK’nın 239/1-2. cümlesinde düzenlenen ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması hem de aynı Kanun’un 244/2. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçları unsurları itibarıyla oluşsa da, suçla korunan hukuki yarar, suçun konusu ve sanığın kastı nazara alındığında ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçundan cezalandırılması gerektiği, bu suçun da CMK'nın 253/1-(a-8). maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek atılı suçlardan ayrı ayrı cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini,

Karar

YARGITAY

 

5. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/12733

 

Karar Numarası: 2022/10786

 

Karar Tarihi: 21.09.2022

 

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Sanık ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

 

Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

 

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

 

Ancak;

 

Katılanın yetkilisi olduğu şirkette görev yaptığı sürede bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan sanık ...’un hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere çalıştığı dönemde aynı şirketin bir kısım çalışanlarına ait e-posta ve şifre bilgilerini edindiği, bu mail adreslerini izlemeye başlayarak içerikteki yazışma ve eklerini kendi e-posta adresine yönlendirdiği, buradan da fiilen çalışmaya başladığı “Öz-Halkmar” şirketinin yetkilisi olan diğer sanık ... ...’nin de içinde olduğu şahıslara gönderdiği oluşa uygun olarak kabul edilen somut olayda;

 

Sanığın gerek ticari sır mahiyetindeki bilgi veya belgeleri hukuka aykırı yolla elde edip yetkisiz kişilere verme gerekse de bilişim sistemindeki verileri başka bir yere gönderme şeklinde gerçekleşen ve hukuki anlamda tek bir fiil olan eyleminde hem 5237 sayılı TCK’nın 239/1-2. cümlesinde düzenlenen ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması hem de aynı Kanun’un 244/2. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçları unsurları itibarıyla oluşsa da, suçla korunan hukuki yarar, suçun konusu ve sanığın kastı nazara alındığında ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçundan cezalandırılması gerektiği, bu suçun da CMK'nın 253/1-(a-8). maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek atılı suçlardan ayrı ayrı cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini,

 

Kabule göre de;

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK'nın 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, dava konusu olayda ise somut olarak belirlenen herhangi bir zararın bulunmadığı anlaşılmakla, kayden sabıkasız olan sanık hakkında CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasının "b" bendinde düzenlenen "kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları" irdelenerek suç işleme eğiliminin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, "sanığın eylemleri sonucunda katılan tarafın uğramış olduğu zarar da göz önüne alınarak" biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmamasına karar verilmesi,

 

6545 sayılı Yasa’nın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,

 

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 21/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 145 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor