YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Davacının, kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak kurulan şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulamayacağı hk.

Karar Özeti

Davacının kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak kurulan şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulamayacağı hk.

 

Karar

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

DÖRDÜNCÜ DAİRE

 

Esas No : 2019/6565

 

Karar No : 2021/7689
 

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı

 

(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)

 

VEKİLİ : Av....
 

 

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

 

VEKİLİ : Av. ...
 

İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Davacı tarafından, kanuni temsilci sıfatıyla adına düzenlenen ...ila ...ila ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; davacının ortağı ve yetkilisi olduğuna yönelik ticaret sicil kayıtları bulunan başka bir şirketin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle davacı aleyhine başlatılan tahsil işlemlerine karşı .... Vergi Mahkemesinin ...Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Ve Belge İnceleme Uzmanından alınan bilirkişi raporunda, Adana 14. Noterliğince düzenlenen ...tarih ve ...yevmiye numaralı vekaletnamedeki imzanın davacının el ürünü olmadığı, söz konusu teknik bilirkişi raporu ile dava dosyasındaki belgelerin birlikte değerlenlendirilmesinden, davacının, kaybetmiş olduğu nüfus cüzdanındaki kimlik bilgilerine göre düzenlenen sahte vekaletname kullanılmak suretiyle kurulan ve mükellefiyet tesisi yaptırılan asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olmadığı sonucuna ulaşılarak, hiç bir zaman kanuni temsilcilik görevini ifa etmediği şirketten tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sorumlu tutulması mümkün olmayan davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

 

TETKİK HÂKİMİ : ...

 

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

 

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

 

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Temyiz isteminin reddine,

 

2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,

 

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

 

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, kanuni temsilci sıfatıyla adına düzenlenen ...ila ...ila ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Mahkeme kararını onayan Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere (7061 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında (7061 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) 7 gün içinde dava açabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının kaybettiği kimliğini 17/06/2002 tarihinde yenilediği, 23/01/2003 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ...Elektronik ve Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi'ne ait hisselerin davacı tarafından devir alındığı ve 10 yıl süre ile davacının şirket müdürlüğüne seçilmesine karar verildiği, söz konusu hususun da 28/01/2003 tarih ve 212 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacının 28/01/2003 tarih ve 212 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde şirket hisselerini devir aldığı ve söz konusu şirkete müdür seçildiğine ilişkin kararın ilan edildiği ve davacının da bu hususta herhangi bir işlem yapılmasını istemediği gözönüne alındığında,davacının hisse devrinden haberinin olmadığı iddiasının hukuken kabul edilebilir bir sebep olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilerek kesinleştirilip kesinleştirilmediği, şirket hakkında usulüne uygun malvarlığı araştırması yapılıp yapılmadığı, malvarlığı araştırması sonucunda tespit edilen malvarlığının borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususları da dikkate alınarak davacının bu boçlardan sorumlu olup olmadığı ortaya konulmak ve diğer hususlar da incelenmek suretiyle bir karar verilmek üzere temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

 


Bu sayfa 138 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor