YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Böbrek hastası olanların hastalıklarının hayati tehlike arz edecek derecede olması durumunda organ nakli için başkalarıyla para karşılığı anlaşması halinde organ ticareti yapma suçu bakımından zorunluluk halinin oluşacağı hk.

Karar Özeti

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; böbrek hastası olanların hastalıklarının hayati tehlike arz edecek derecede olması, organ nakli dışında başka bir tedavi imkanlarının bulunmaması ve organ naklinin, hastanın yaşaması için zaruret teşkil etmesi neticesinde atılı suçu işleyenlerin anılan madde kapsamında zorunluluk hallerinin oluştuğundan bahsedilebileceğinin kabulü ile,

Yukarıda adı geçen böbrek hastası olan sanık hakkında, Adli Tıp Kurumunun ilgili dairesinden, hastalığının hayati tehlike arz edecek derecede olup olmadığı, gelişen tıp bilimi çerçevesinde suç oluşturan organ nakli eylemi dışında başka yolla tedavi edilme imkanı ve organ naklinde zaruret bulunup bulunmadığı ile yaşamını devam ettirebilmek için böbrek naklinin zorunluluk teşkil edip etmediği konularında rapor alındıktan sonra böbrek hastası sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, mahkemece, gelişen tıp biliminde başkaca bir tedavi yöntemi bulunmayan böbrek hastasının başka suretle korunma olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak zorunluluğu ile hareket ettiği gerekçe gösterilerek, sanık hakkında zorunluluk halinin kabulü ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi

Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 01.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Karar

YARGITAY

 

12. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2020/1977

 

Karar Numarası: 2021/8484

 

Karar Tarihi: 01.12.2021

 

Organ ticareti yapma suçundan sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulanması karşısında, katılan sıfatını alan Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya konu suç nedeniyle doğrudan zarar gördüğü, dosyaya ibraz ettiği 14.07.2017 tarihli yazı ve eklerinden anlaşılmakla, teblignamedeki temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Sanık ...’ın böbrek hastası olması sebebiyle organ arayışında iken, temyize gelmeyen sanık Hasan Taşkın ile görüştükleri, 20.000 TL bedelle böbrek nakli hususunda anlaştıkları ve nakil ameliyatının Antalya Medical Park Hastanesinde gerçekleştiği olayda,

 

Yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

 

Ceza Genel Kurulunun 19.02.2013 tarih ve 2013/64 sayılı kararında da belirtildiği üzere;

 

Zorunluluk hali 5237 sayılı TCK'nın 25/2. maddesinde; "Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez" şeklinde düzenlenmiştir.

 

Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda benimsendiği üzere zorunluluk halinin varlığının kabul edilebilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

 

1-Tehlikeye ilişkin şartlar,

 

a)Ağır ve muhakkak bir tehlike olmalıdır.

 

b)Tehlike bir hakka yönelik olmalıdır.

 

c)Tehlikeye bilerek neden olunmamalıdır.

 

2-Korunmaya ilişkin şartlar,

 

a)Tehlikeden başka türlü kurtulma imkanı bulunmamalıdır.

 

b)Tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmalıdır.

 

c)Tehlikeye karşı koyma görevi bulunmamalıdır.

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; böbrek hastası olanların hastalıklarının hayati tehlike arz edecek derecede olması, organ nakli dışında başka bir tedavi imkanlarının bulunmaması ve organ naklinin, hastanın yaşaması için zaruret teşkil etmesi neticesinde atılı suçu işleyenlerin anılan madde kapsamında zorunluluk hallerinin oluştuğundan bahsedilebileceğinin kabulü ile,

 

Yukarıda adı geçen böbrek hastası olan sanık hakkında, Adli Tıp Kurumunun ilgili dairesinden, hastalığının hayati tehlike arz edecek derecede olup olmadığı, gelişen tıp bilimi çerçevesinde suç oluşturan organ nakli eylemi dışında başka yolla tedavi edilme imkanı ve organ naklinde zaruret bulunup bulunmadığı ile yaşamını devam ettirebilmek için böbrek naklinin zorunluluk teşkil edip etmediği konularında rapor alındıktan sonra böbrek hastası sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, mahkemece, gelişen tıp biliminde başkaca bir tedavi yöntemi bulunmayan böbrek hastasının başka suretle korunma olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak zorunluluğu ile hareket ettiği gerekçe gösterilerek, sanık hakkında zorunluluk halinin kabulü ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi

 

Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 01.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 127 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor