YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebinde hükmedilecek manevi tazminatın tespitinde dikkate alınması gereken hususların neler olduğu hk.

Karar Özeti

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması; maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’7.132,58’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın altında kalacak şekilde ‘’ 6.537,87’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması; karar tarihinde yürürlükte bulunan düzenleme ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine tayin olunan tazminat miktarı dikkate alınarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 2.500 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Karar

YARGITAY

 

12. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/3753

 

Karar Numarası: 2022/766

 

Karar Tarihi: 07.02.2022

 

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

 

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Tazminat talebinin dayanağı olan Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/146 Esas – 2014/323 Karar sayılı dosyası kapsamında, davacının örgüt adına suç işlemek, görevi yaptırmamak için direnme, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından 08.10.2011-16.08.2012 tarihleri arasında 313 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiği, 15.09.2015 tarihinde kararın kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu;

 

Davacının 20.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 6.537,87 T L maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, dosya içeriğine göre; tazminat davasının dayanağı olan Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2014 tarih, 2014/146-2014/323 sayılı ceza dava dosyasında davacının, örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek, kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek ve örgüt propagandası yapmak suçlarından tutuklandığı ve hakkında anılan suçlardan cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütüne yardım etmek ve kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek suçlarından beraatine, terör örgütü propagandası yapmak suçundan ise 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiği, 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesine göre hakkında kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde aynı maddenin birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde düşme kararı verileceği, işlenmesi hâlinde ise bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen kovuşturmaya devam olunacağı dikkate alındığında, davacının örgüt propagandası yapmak suçundan hakkında verilen kovuşturmanın ertelenmesine dair karar için öngörülen 3 yıllık sürenin inceleme tarihi itibariyle dolmuş olduğu hususu dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı terör örgütü propagandası yapma suçu ile ilgili ceza dava dosyasının akıbetinin ve davacı (sanık) hakkında verilip kesinleşen bir mahkumiyet veya düşme kararı bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre davacının hukuki durumunun tayin ve tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 Esas - 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK'nın "Tazminat isteyemeyecek kişiler" başlıklı 144/1-e. maddesinde ''Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar'' hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde "Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır." açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda dava konusu somut olay açısından tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilerek davacının (sanığın) tüm aşamalardaki beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, davacı hakkında Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2014 tarih, 2014/146 esas ve 2014/323 karar sayılı ilamı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan davada 6352 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki "31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a)Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171'inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b)Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c)Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir." şeklindeki düzenleme uyarınca fıkranın b bendi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine ve aynı maddenin 2. fıkrası gereğince sanık hakkında 3 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, verilen kararın sanık ... yönünden 03/02/2015 tarihinde kesinleştiği, belirlenen denetim süresinin sanık ... yönünden 03/02/2018 tarihinde dolduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasının "(2)Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam olunur." şeklinde düzenlendiği, bu anlamda sanığın UYAP sisteminden yapılan kontrolünde alınan adli sicil kayıtları ve hakkında tüm ülke genelinde açılan davalar ve yürütülen soruşturmalar raporuna göre; belirlenen denetim süresi içinde ... hakkında açılmış derdest bir ceza davası, derdest soruşturma dosyası ya da verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, yine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 11.11.2019 tarihli ve 30/10/2019 tarihli cevabi yazısına göre davacı hakkında 6352 sayılı Yasanın geçici madde 1/2 madde ve fıkrasında belirtilen suçlar nedeniyle yürütülen herhangi bir derdest soruşturma bulunmadığının anlaşıldığı, bu anlamda davacının Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/146 Esas sayılı dosyasında belirtilen denetim süresi içinde yasanın geçici 1. maddesine giren bir suç işlemediği anlaşıldığından 6352 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2012 tarih ve 2012/280 esas sayılı iddianamesi ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği erteleme sonrası, davanın sonuçlanmasından sonra tazminat isteme koşullarının değerlendirilerek, 6.537,87 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla,

 

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması; maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’7.132,58’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın altında kalacak şekilde ‘’ 6.537,87’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması; karar tarihinde yürürlükte bulunan düzenleme ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine tayin olunan tazminat miktarı dikkate alınarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 2.500 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

 

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,

 

1-Hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

 

2-Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada davacının tutuklu ve hükümlü olduğu başka suç kayıtlarına da rastlanıldığı dikkate alınarak, gözaltına alındığı gün farklı olay ve soruşturma dosyaları nedeniyle de hakkında tutuklama kararı verilip verilmediği, verilmiş olması halinde bahse konu soruşturma dosyalarının sonuçlarının araştırılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,

 

3-CMK'nın 144/1-a. maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup durumu tazminata engel oluşturmamakla birlikte, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı sürenin başka mahkumiyetinden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 119 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor