2.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden
Hakaret suçunda somut maddi bir zarar oluşmaması ve manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri konusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "Sanığın kamu görevlisi olan polise hakaret etmiş olması, suçtan en fazla çekineceği kişiye karşı suç işlemiş olması nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaate ulaşılamadığından ..." şeklindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/31162
Karar Numarası: 2023/3813
Karar Tarihi: 15.02.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve aynı maddenin birinci fıkrası, 62 inci maddesi uyarınca 6080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 20 eşit taksitlendirmeye karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteğinin; savunma hakları hatırlatılmadan savunma hakkının kısıtlandığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, tanık ...'nun karşı tarafın ettiği küfürleri duymadığını söylediğine yönelik anlatımından başka dosyada suçun işlendiğine dair başkaca delil ve tanık bulunmadığına, eksik inceleme ile hatalı mahkumiyet kararı verildiğine, gelen telefonun polisten geldiğine inanmadığına ve kandırıldığını zannettiğine ve bu davranışının ani olup kastının bulunmadığına, lehe olan hükümlerin uygulanmadığına, vesaire, yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Müştekinin ... İlçe Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaptığı, olay tarihinde sanığın kazaya karışması nedeniyle görevli olan müştekinin sanığı karakola davet ettiği, bir müddet sonra sanığın kullanmakta olduğu ... nolu telefondan 155'i aradığı, katılanın sanığa karakola gelmesini söylemesi üzerine sanığın "Polis molis anlamam, ananı avradını s...keyim lan, bana ne a...ına koyduğumun" diyerek hakarette bulunduğu Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
2.Sanığın, üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar ettiği anlaşılmıştır.
3.Müştekinin soruşturma aşamasındaki beyanı kabul ile uyumludur.
4.Müşteki tarafından tanzim edilen olay tutanağı dava dosyasında mevcuttur.
5.Dosya içerisindeki 10.11.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ile sanık ile müşteki arasındaki 155 ihbar hattından yapılan görüşmelerin dökümü yapılmış olup bahse konu rapor ile müştekinin sanığa karakola gelmesini söylediğinde sanığın "Polis molis a...ına kodumun s...ktiğimin lan banane a...ına koduğumun bana ana avrat söven kim" dediğinin belirtildiği tespit edilmiştir.
6.Tanık ...'nun her aşamada müştekinin sanığı karakola davet etmesinden sonra müştekinin sanığa küfür etme dediğini duyduğuna yönelik anlatımlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
7.Sanığa ait adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A.Savunma Hakkı Yönünden
Savunma hakkının ihlali yönünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali sonucuna sebebiyet verecek ve böylece Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan savunma hakkının kısıtlanması sonucuna neden olacak koşulların incelemeye konu olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından hükümde bu yönlerden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B.Eksik İnceleme, Sanığın Kastının Bulunmadığı Ve Suçun Unsurlarının Oluşmadığı Yönlerinden
Müştekinin soruşturma aşamasındaki beyanı ve bu beyan ile uyumlu olan tanık ...'nun beyanı, Olay ve Olgular başlığı altında (5) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen 10.11.2015 havale tarihli bilirkişi raporu, oluş ve dava dosyası kapsamı karşısında sanığın olay tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle karakola gelmesini söyleyen müştekiye hakaret ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönlerden hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C.Lehe Hükümler Yönünden
Sanık hakkında uygulanması talep edilen lehe hükümlerin, 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği haksız tahrik ile 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi olduğunun tespiti ile yapılan incelemede;
1.Haksız tahrik yönünden
Sanık olay tarihinde kendisine küfür edildiğini savunmuş ise de 10.11.2015 havale tarihli bilirkişi raporu içeriği ve tanık ...'nun kovuşturma aşamasındaki beyanında konuşmaların en başından en sonuna kadar müştekinin yanında olduğuna ve müştekinin sanığa hakaret etmediğine yönelik anlatımı karşısında sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden
Hakaret suçunda somut maddi bir zarar oluşmaması ve manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri konusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "Sanığın kamu görevlisi olan polise hakaret etmiş olması, suçtan en fazla çekineceği kişiye karşı suç işlemiş olması nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaate ulaşılamadığından ..." şeklindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
D.Sair Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (C-2 ve D) bentlerinde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.