Hakaret suçunda kurulan hükümde aleniyet uygulanmamış ise de hakaret eyleminin aleni yer olan karakol önünde işlendiği ve bu nedenle basit yargılama usulünün uygulanamayacağı anlaşılmakla, Tebliğname'deki bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/33151
Karar Numarası: 2023/11966
Karar Tarihi: 21.02.2023
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
... Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2015 tarihli 2014/1722 Esas, 2015/1449 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü, 51 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanığın temyiz isteminin; cezaevinde hükümlü olduğu ve vasi tayini kararı yetişmediği için avukat tutamadığı, duruşma günü hastanede yattığı için karar celsesine katılamadığı ve savunmasını yapamadığı, verilen cezanın hukuka uygun olmadığı bu nedenlerle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
B. Sanık müdafisinin temyiz isteminin; tanık ve müşteki beyanları arasında çelişkiler olduğu ve bu çelişkilerin giderilmediği, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yeterli olmadığı, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiği, hukuka ve usule aykırı olduğu bu nedenlerle ve resen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay günü bir arkadaşının kaza yapması sebebiyle 01:45 sıralarında Polis Merkez Amirliği'ne gelerek içeri girip çıkan sanığın alkollü olması nedeniyle etrafı rahatsız etmesi üzerine kendisini uyaran polis memuru müşteki ... ile sözlü tartışmaya girerek sinkaflı sözlerle küfür ettiği, müştekinin diğer memurlara durumu bildirmesi üzerine, tanık ... ve ... ile müşteki ...'nın da olay yerine gelerek şahsı uyardıkları esnada, sanığın müştekilere yönelik olarak "S...ikerim sizin karakolunuzu, ananızı avradınızı sinkaf ederim, siz kim oluyorsunuz, sizi burada barındırmam, bir telefonla herkesi buraya toplarım, gel dışarı seninle hesaplaşalım." şeklinde sözler söylediği iddiası ile hakaret ve inceleme dışı tehdit suçundan cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında, Yerel Mahkemece sanık savunması, müştekilerin beyanı, tanığın soruşturma sırasındaki beyanı ve dosya kapsamı ile sanığın müştekilere sinkaflı hakarette bulunduğu kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Hakaret suçunda kurulan hükümde aleniyet uygulanmamış ise de hakaret eyleminin aleni yer olan karakol önünde işlendiği ve bu nedenle basit yargılama usulünün uygulanamayacağı anlaşılmakla, Tebliğname'deki bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
A. Sanık Tarafından İleri Sürülen Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığın 27.06.2015 tarihli ifadesinde duruşmalardan vareste tutulma talebinin olması ve yine aynı beyanında avukat istemediğini savunmasını kendi yapacağını belirtmesi karşısında bu yöndeki temyiz talepleri yerinde görülmemiştir.
B. Sanık Müdafi Tarafından İleri Sürülen Temyiz Sebepleri Yönünden
Tüm dosya kapsamı, sanık ile olay öncesine dayanan bir husumetleri bulunmayan dolayısıyla iftira atmalarını gerektirir bir durum bulunmayan müştekilerin aşamalarda değişmeyen tutarlı anlatımları ile Olay ve Olgular başlıklı bölümde belirtilen deliller karşısında sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin kabulü ile mahkumiyeti yönünde Yerel Mahkemenin inanç ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmaması, sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve suç tarihinde 6545 sayılı Kanun'un 72 inci maddesiyle 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişikliğin yürürlükte olması sebebiyle; sanık hakkında aynı Kanun'un 231 inci maddesinin uygulanmamasının hukuku uygun olması karşısında bu yöndeki temyiz talepleri yerinde görülmemiştir.
C. Sair Hususlar Yönünden
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1. 5237 sayılı Kanun'da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, aynı Kanun'un 61 inci maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanun'un 3 üncü maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasında cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden hakaret suçunda temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
2. Sanığın, 27.06.2015 tarihli beyanında lehe hükümlerin uygulanması talebi bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 62 inci maddesinde öngörülen "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi hususlar değerlendirilmeden “hakkında başkaca kanuni veya takdiri indirim ve artırım yapılmasına takdiren yer olmadığına” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçeyle takdiri indirimin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışmasız bırakılması hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye farklı gerekçeyle uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.02.2023 tarihinde karar verildi.