YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Tehlikeli eylem neticesinde iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın nasıl cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması gerekti

Karar Özeti

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında şüpheli hakkında müşteki tarafın şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle taksirle yaralama suçundan verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair 15.05.2020 tarihli kararın şüpheliye 21.08.2020 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine kararın kesinleştiği, kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların ardından yeniden dava açılabilmesi için CMK’nın 172/2. maddesinde düzenlenen şartların gerçekleşmesi gerektiği; dolayısıyla şüpheli hakkında taksirle yaralama suçundan bu şartlarda yeniden kamu davası açılamayacağı gibi Dairemizin istikrar kazanan yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkemece şüphelinin eylemine uyan suçun seri yargılama usulü kapsamında olmayan bir suç olması nedeniyle genel hükümlere göre dava açılmak üzere talepnamenin reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden,

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2020/381 E. - 2020/1031 K. sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Karar

YARGITAY

 

12. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/8729

 

Karar Numarası: 2022/2855

 

Karar Tarihi: 12.04.2022

 

Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda müştekinin şikayetinden feragat etmesi üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/05/2020 tarihli ve 2020/13454 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı müteakip, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/06/2020 tarihli ve 2020/13454 soruşturma, 2020/4559 esas, 2020/272 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin reddine ilişkin Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2020/381 esas, 2020/1031 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250/1. maddesinde yer alan, “Soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:

 

a)Türk Ceza Kanununda yer alan;

Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),

Gürültüye neden olma (madde 183),

Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),

Mühür bozma (madde 203),

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),

Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268),

suçları.

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.

 

c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.

 

d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.

 

e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç." şeklindeki düzenleme karşısında,

 

Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/01/2021 tarihli ve 2020/8591 esas, 2021/368 sayılı ilamında "...Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşmaması nedeni ile Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliğinin 13/2-c. maddesi uyarınca talepnamenin iadesine karar verilmiş olup, aynı Yönetmeliğin 3. maddesi uyarınca eksiklikler tamamlandıktan ve hatalı noktalar düzeltildikten sonra talepname yeniden düzenlenerek mahkemeye gönderilmelidir. Düzenlenen bu yeni talepnamenin mahkeme tarafından kabulüne ilişkin kararın CMK'nın 250/14. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olduğu da değerlendirilerek, somut olayda kanun yararına bozma yoluna gelinecek CMK 309. maddesi uyarınca verilen bir karar bulunmadığı anlaşılmakla..." şeklinde belirtildiği üzere talepnamenin eksikliğin giderilmesi bakımından iadesini müteakip, yeniden talepname düzenleneceği ve talepnamenin kabulü kararının itiraz kanun yoluna tabi olacağı cihetle, talepnamenin iadesi kararlarının kanun yararına bozma yoluna gelinecek kararlardan olmadığı bilinmekte ise de,

 

Somut olayda, müştekinin şikayetinden feragat etmesi üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralama suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek dosyanın seri muhakeme usulü soruşturma bürosuna gönderilmesini müteakip, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan düzenlenen 04/06/2020 tarihli ve 2020/13454 soruşturma, 2020/4559 esas, 2020/272 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanığın 1.88 promil alkollü iken kullandığı araç ile müştekinin kullandığı motosiklete çarpması sonucu müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kemik kırığının hayati fonksiyonlardaki etkisi orta-2 derecede olacak şekilde yaralandığı ve kaza tespit tutanağına göre şüphelinin kusurunun bulunduğunun anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereği bilinçli taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçuna vücut vereceği ve bu suçun da soruşturmasının ve kovuşturmasının şikayete tabi bulunmadığı, bu halde talepnameye konu trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun da artık kamu davasına konu edilemeyeceği gibi, seri muhakeme usulü kapsamında da değerlendirilemeyeceğinden bahisle şüpheli hakkında genel hükümlere göre dava açılması için talepnamenin reddine karar verildiği, yani talepnamenin iadesinin şüphelinin kusur durumunun değerlendirilmesi bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılması gibi bir eksikliğin tamamlanması için değil de, esasen yüklenen suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, suçun hukuki nitelendirilmesinin Cumhuriyet savcısına ait olduğu cihetle, mahkemece hukuki nitelendirme nedeniyle tıpkı iddianame gibi talepnamenin de iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 12/08/2021 gün ve 94660652-105-26-16828-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.09.2021 tarih ve 2021/103898 sayılı ihbarnamesiyle mevcut evrak tevdi kılınmakla;

 

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan şüpheli hakkında CMK'nın 250. maddesinde hüküm altına alınan seri yargılama usulü gereğince Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca 2020/13454 soruşturma sayılı evrak üzerinden düzenlenen talepname ile şüphelinin TCK’nın 179/3-2, 53/1-2-3, CMK’nın 250. maddeleri gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK'nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin istenilmesi üzerine mahkemece müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanması nedeniyle şüphelinin eyleminin TCK’nın 89/1, 89/2-b maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçuna vücut verdiğinden bahisle şüpheli hakkında genel hükümlere göre dava açılması gerektiğinden bahisle talepnamenin reddine karar verildiği,

 

Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliğinin talepnamenin incelenmesi başlıklı 13. maddesinin ikinci fıkrasında mahkeme tarafından eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle 12. maddeye aykırı olarak düzenlenen, belirlenen yaptırımda maddi hata yapılan, yaptırım hakkında CMK’nın 231 ve TCK’nın 50, 51. maddelerinin uygulanmasına ilişkin objektif koşulların gerçekleşmediği anlaşılan, teklif edilen cezanın mahiyetine uygun güvenlik tedbiri belirtilmeyen talepnamenin eksikliklerin tamamlanması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verileceği, üçüncü fıkrasında Cumhuriyet savcısı tarafından eksiklikler tamamlandıktan sonra talepnamenin yeniden düzenlenerek mahkemeye verileceği, dördüncü fıkrasında ise; isnat olunan suçun seri muhakeme usulü kapsamında olmadığı veya CMK’nın 250. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen şartların gerçekleşmediği kanaatine varılması halinde talepnamenin reddine karar verileceğinin ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılacağının hüküm altına alındığı, aynı yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasında CMK’nın 250. maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçlarda kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulünün uygulanmasının zorunlu olduğu, aynı maddenin onuncu fıkrasında seri muhakeme usulüne tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan suçlarda bu usul uygulanmaksızın düzenlenen iddianamelerin de iade edileceğinin hüküm altına alınması karşısında, talepnamenin yukarıda açıklandığı üzere yönetmeliğin 13/4. maddesi gereğince reddi halinde şüpheli hakkında yeniden eksik hususlar giderilerek talepname düzenlenemeyeceği soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılacağı sonucuna varıldığı,

 

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında şüpheli hakkında müşteki tarafın şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle taksirle yaralama suçundan verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair 15.05.2020 tarihli kararın şüpheliye 21.08.2020 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine kararın kesinleştiği, kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların ardından yeniden dava açılabilmesi için CMK’nın 172/2. maddesinde düzenlenen şartların gerçekleşmesi gerektiği; dolayısıyla şüpheli hakkında taksirle yaralama suçundan bu şartlarda yeniden kamu davası açılamayacağı gibi Dairemizin istikrar kazanan yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkemece şüphelinin eylemine uyan suçun seri yargılama usulü kapsamında olmayan bir suç olması nedeniyle genel hükümlere göre dava açılmak üzere talepnamenin reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden,

 

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2020/381 E. - 2020/1031 K. sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 256 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor