YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Otobüs şoförünün telefonla ilgilendiği ve yanındakilerle sohbet ettiği esnada meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun kabulü hk.

Karar Özeti

Dosya içeriğine göre, otobüs şoförlüğü yapan sanığın, kamera görüntülerinde açıkça tespit edildiği üzere, idaresindeki halk otobüsü ile hız sınırının 50 km olduğu ve yaya ile araç trafiği bakımından yoğun olan cadde üzerinde seyir halinde iken, kaza anına değin kamera görüntülerine yansıyan erkek şahısla sohbet ettiği, sürekli olarak cep telefonu ile meşgul olduğu, seyir halinde iken tek eli ile cep telefonunu tuttuğundan her iki elinin de direksiyonda olmadan seyrine devam ettiği anların olduğu dolayısı ile sohbet etmek ve telefonu ile ilgilenmek suretiyle seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğu, yola gereken dikkatini vermeden ve direksiyon hakimiyetine özen göstermeden seyretmesi neticesinde kaplamaya giren yayayı ikaz ederek etkili fren tedbirine başvuramadığı, tüm bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kaza neticesine sebebiyet verdiği, tüm bu sebeplerle sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; bu suretle sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,

Karar

YARGITAY

 

12. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2020/4427

 

Karar Numarası: 2022/4943

 

Karar Tarihi: 22.06.2022

 

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;

 

Olay günü sanık sürücü ... sevk ve idaresindeki halk otobüsü ile meskun mahal içerisinde, azami hız limitinin 50 km/saat olduğu, tek yönlü, asfalt kaplama cadde üzerinde gündüz vakti Alemdağ Caddesi istikametinden Üsküdar istikametine doğru seyri esnasında olay mahalline geldiğinde istikametine göre sağ tarafından sola doğru karşıdan karşıya geçmek için kaplama üzerinde bulunan yaya ...'a aracının sağ ön kısmı ile çarpması sonucu sanığın asli kusuru ile yayanın ölümüne sebebiyet verdiği olayda,

 

Dosyada mevcut araç içi kamera görüntülerini inceleyen 03/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; zaman sayacının 10:08:23'ü gösterdiği sırada gri takım elbiseli erkek şahsın sanık ...'ın kullandığı otobüsün şöför mahalline geldiği ve kazanın gerçekleştiği zaman sayacının 10:09:58'i gösterdiği zamana kadar sohbet ederek şöforü meşgul ettiğinin ve ayrıca zaman sayacının 10:09:52'yi gösterdiği sırada sanık ...'ın şarjda olan cep telefonunu almak için hamle yaptığı, zaman sayacının 10:09:55'i gösterdiği sırada kamera kaydında sanık ...'ın Elindeki cep telefonunun göründüğü, zaman sayacının 10:09:56'yı gösterdiği sırada sanık ...'ın cep telefonunun kameranın görüntü açısında görünmemesine rağmen elinde olduğu ve cep telefonuna bakar durumda olduğu, zaman sayacının 10:09:57'i gösterdiği an sanık ...'ın panikle frene bastığı, zaman sayacının 10:09:58'i gösterdiği sırada da kazanın gerçekleştiğinin belirtildiği anlaşılmış olup;

 

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin oluşa, kusura, sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığına ve sair nedenlere ilişkin, katılanlar vekilinin sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

 

Dosya içeriğine göre, otobüs şoförlüğü yapan sanığın, kamera görüntülerinde açıkça tespit edildiği üzere, idaresindeki halk otobüsü ile hız sınırının 50 km olduğu ve yaya ile araç trafiği bakımından yoğun olan cadde üzerinde seyir halinde iken, kaza anına değin kamera görüntülerine yansıyan erkek şahısla sohbet ettiği, sürekli olarak cep telefonu ile meşgul olduğu, seyir halinde iken tek eli ile cep telefonunu tuttuğundan her iki elinin de direksiyonda olmadan seyrine devam ettiği anların olduğu dolayısı ile sohbet etmek ve telefonu ile ilgilenmek suretiyle seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğu, yola gereken dikkatini vermeden ve direksiyon hakimiyetine özen göstermeden seyretmesi neticesinde kaplamaya giren yayayı ikaz ederek etkili fren tedbirine başvuramadığı, tüm bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kaza neticesine sebebiyet verdiği, tüm bu sebeplerle sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; bu suretle sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,

 

Kabule göre de;

 

1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,

 

2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan ''yaptırım'' ibaresinin, 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarihli ve 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ''tedbirin'' olarak değiştirilmesi ile, sözü edilen maddenin birinci fıkrasının ''a'' bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebliğata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,

 

Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 125 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor