Somut olayda davacının, tazminata konu ceza yargılamasındaki eyleminin basit yaralama suçuna dönüştüğü ve bu suça ilişkin şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mağdurun İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2010 tarihli duruşmasında davacıya (sanığa) yönelik şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiği göz önünde bulundurulduğunda, mağdurun kolluk beyanının tespit edilerek, süresinde şikayetçi olduktan sonra 21.05.2010 tarihli duruşmada şikayetten vazgeçmesi nedeniyle düşme kararı verilmiş ise tazminat davasının reddine karar verilmesi, şikayet hakkını hiç kullanmaması nedeniyle düşme kararı verilmiş ise davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/781
Karar Numarası: 2022/3584
Karar Tarihi: 10.05.2022
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/300 Esas – 2015/573 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının nitelikli yağma suçundan 21.03.2010 – 12.04.2011 tarihleri arasında 387 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek şikayet yokluğu nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği, hükmün 04.01.2016 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 23.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece,
Davacı hakkında yapılan yargılama sonunda şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verildiği dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 144/1-c maddesine göre davacının tazminat isteyemeyecek kişilerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;
Dairemizce gidilen görüş değişikliğine göre; 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesinde genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişilerin tazminat isteyemeyeceğinin belirtildiği, tazminat istemeyecek hallerin belirlenmesine ilişkin nedenlerin niteliği dikkate alındığında, bu hallerin, suçun işlenmesi sonrası değişen taraf iradelerine ya da devletin tasarruflarına dayalı olarak, sanığa ceza verilmemesini öngören kurumlar olduğu,
Somut olayda davacının, tazminata konu ceza yargılamasındaki eyleminin basit yaralama suçuna dönüştüğü ve bu suça ilişkin şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mağdurun İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2010 tarihli duruşmasında davacıya (sanığa) yönelik şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiği göz önünde bulundurulduğunda, mağdurun kolluk beyanının tespit edilerek, süresinde şikayetçi olduktan sonra 21.05.2010 tarihli duruşmada şikayetten vazgeçmesi nedeniyle düşme kararı verilmiş ise tazminat davasının reddine karar verilmesi, şikayet hakkını hiç kullanmaması nedeniyle düşme kararı verilmiş ise davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.