Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkındaki ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya incelenen dosya kapsamına göre; Suç tarihinde sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde olan sanığın, meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonrasında kolluk görevlilerince hastaneye sevki üzerine, ... Devlet Hastanesince düzenlenen doktor raporunda 1,88 promil alkollü olduğunun tespit edildiği somut olayda; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki 48/6. maddesine göre 100 promilin üzerinde alkol veya uyuşturucu madde alınması sonrası ... kullanılmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla; yapılan alkol ölçümü sonucunda 1,88 promil alkollü olarak ... kullandığı doktor raporu ile tespit edilen sanık hakkında, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi,Kabule göre de; Bozma ilamına uyulduğu takdirde, sanığa isnat edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK'nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''Basit yargılama usulü'' düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/6903
Karar Numarası: 2022/6283
Karar Tarihi: 06.10.2022
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkındaki ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya incelenen dosya kapsamına göre; Suç tarihinde sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde olan sanığın, meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonrasında kolluk görevlilerince hastaneye sevki üzerine, ... Devlet Hastanesince düzenlenen doktor raporunda 1,88 promil alkollü olduğunun tespit edildiği somut olayda; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki 48/6. maddesine göre 100 promilin üzerinde alkol veya uyuşturucu madde alınması sonrası ... kullanılmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla; yapılan alkol ölçümü sonucunda 1,88 promil alkollü olarak ... kullandığı doktor raporu ile tespit edilen sanık hakkında, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi,Kabule göre de; Bozma ilamına uyulduğu takdirde, sanığa isnat edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK'nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''Basit yargılama usulü'' düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.