YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sanığın sahte sürücü belgesini ibraz ederek ürün alması halinde "kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık" suçundan mı, “basit dolandırıcılık suçundan ” mı hüküm kurulması gerektiği hk.

Karar Özeti

1)Sanığın, müştekinin işlettiği Türk Telekom bayisine gelerek, kendisini ... olarak tanıtıp, üzerinde kendisinin fotoğrafı olan ... adına düzenlenmiş aslı ele geçirilemeyen sahte sürücü belgesini ibraz ederek ... marka notebook alarak ayrıldığı, sanığın bu surette dolandırıcılık suçunu işlediği kabul olunan somut olayda; sanığın eylemini, kamu kurumu olan Emniyet Müdürlüğünün maddi varlıklarından sürücü belgesini kullanılarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d maddesinde düzenlenen "kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında aynı Kanun'un 157/1. maddesi gereğince basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

Karar

YARGITAY

 

11. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/37140

 

Karar Numarası: 2021/11522

 

Karar Tarihi: 02.12.2021

 

Sanık hakkında "basit dolandırıcılık" suçundan açılan kamu davasında, Çeşme 2. Asliye Ceza Mahkemesince 17.04.2015 tarih ve 114-244 sayılı karar ile eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince 09.02.2016 tarih ve 196-44 sayılı kararı ile sanığın basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarih ve 22647-23930 sayılı kararı ile sanığın eyleminin "TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen '"kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık' suçunu oluşturacağı" gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesince 19.04.2018 tarih ve 519-154 sayılı kararı ile bozmaya direnilerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan)15. Ceza Dairesince 10.10.2019 tarih ve 5367-9829 sayılı kararı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 21/05/2020 tarih ve 2019/15-553 E.-2020/221 sayılı karar ile; "İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 519-154 sayılı direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına" karar verilmesi üzerine dosyanın İzmir 6.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, yerel mahkemece bozma ilamına karşı sanığın savunması alındıktan sonra yeniden İzmir 6.Ağır Ceza Mahkemesince 09.02.2021 tarih ve 221-44 sayılı karar ile Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarih ve 22647-23930 sayılı kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakta ise de; Mahkemece daha önceki direnme kararında yer almayan, yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması karşısında, temyize konu 09.02.2021 tarih, 2020/221 Esas ve 2021/44 Karar sayılı kararın yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

 

1)Sanığın, müştekinin işlettiği Türk Telekom bayisine gelerek, kendisini ... olarak tanıtıp, üzerinde kendisinin fotoğrafı olan ... adına düzenlenmiş aslı ele geçirilemeyen sahte sürücü belgesini ibraz ederek ... marka notebook alarak ayrıldığı, sanığın bu surette dolandırıcılık suçunu işlediği kabul olunan somut olayda; sanığın eylemini, kamu kurumu olan Emniyet Müdürlüğünün maddi varlıklarından sürücü belgesini kullanılarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nin 158/1-d maddesinde düzenlenen "kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında aynı Kanun'un 157/1. maddesi gereğince basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

 

2)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

 

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 02.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 133 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor