Ancak;
Sanığın, katılanlar ... ve ... ile mağdur ...'ye yönelik eylemleri teselsülen işlediği kabul edilerek zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; ihaleye fesat karıştırma suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi hükmolunacak sonuç ceza miktarı göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK'nın "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü, ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı gözetilmeden somut olayda uygulanma koşulları gerçekleşmeyen TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/12924
Karar Numarası: 2022/12211
Karar Tarihi: 17.10.2022
SUÇTAN ZARAR GÖREN : ...
SUÇ : İhaleye fesat karıştırma, hakaret
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık hakkında hakaret suçundan doğrudan hükmolunan 2.180 TL adli para cezasının miktarına nazaran kesin nitelikte olan hükmün temyizi kabil olmadığından sanık müdafin hakaret suçu yönünden, suçtan zarar gören ... vekilinin ise 31/12/2018 tarihli dilekçe ile katılma hakkı ve temyizden vazgeçtiği anlaşıldığından hakaret ve ihaleye fesat karıştırma suçları bakımından temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, incelemenin ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın, katılanlar ... ve ... ile mağdur ...'ye yönelik eylemleri teselsülen işlediği kabul edilerek zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; ihaleye fesat karıştırma suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde, somut olayda olduğu gibi hükmolunacak sonuç ceza miktarı göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK'nın "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü, ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı gözetilmeden somut olayda uygulanma koşulları gerçekleşmeyen TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasa'nın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 17/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.