b) Mahkemece, tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin tanıklarınca kadının yaptığı söylenen alışverişlerin miktarının ve sıklığının aşırı olduğunun kabul edilemeyeceği ve kadının erkeğin elini yaralaması vakıasından sonra tarafların barıştığının ve evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşılmasına göre, belirtilen eylemler kadına kusur olarak yüklenemez. Buna göre mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
c)Yukarıda 2/a bentde açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak bu taleplerin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5673
Karar Numarası: 2020/6452
Karar Tarihi: 15.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, nafakalar ve çeyiz eşyalarının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi, vekalet ücreti, yoksulluk nafakası ve çeyiz eşyalarının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Tarafların, davalı-karşı davacı kadın lehine kısmen kabul ve kısmen red ile hükmolunan eşya alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341. 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "72.070 TL" olarak belirlenmiştir. Somut olayda davalı-karşı davacı kadın tarafından 30.000 TL eşya alacağı talep edilmiş olup mahkemece davalı-karşı davacı kadın lehine 7.475 TL değerindeki eşya alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olup bölge adliye mahkemesince eşya alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, tarafların eşya alacağının kısmen kabulüne ilişkin karara yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-a)Tarafların karşılıklı boşanma davalarının temyiz incelemesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
b) Mahkemece, tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin tanıklarınca kadının yaptığı söylenen alışverişlerin miktarının ve sıklığının aşırı olduğunun kabul edilemeyeceği ve kadının erkeğin elini yaralaması vakıasından sonra tarafların barıştığının ve evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşılmasına göre, belirtilen eylemler kadına kusur olarak yüklenemez. Buna göre mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
c)Yukarıda 2/a bentde açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak bu taleplerin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple tarafların eşya alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin REDDİNE, yukarıda 2/b, 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma ve temyiz dilekçesinin reddi kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (2/a) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Adem'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Aybüke'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.12.2020 (Salı)