Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139). Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delil terin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (HMK m. 137). Somut olayda, dava dilekçesi davalıya 19.02.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Fakat dava dilekçesine ilişkin mazbatada tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahipken isim vermekten de imtina etmiştir (Teb. K. m. 23/7, m. 24/5). Bu haliyle davalı erkeğe yapılan dava dilekçesi tebliği usulsüz olup davalının 26.04.2019 tarihinde verdiği cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece yapılacak iş, dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, davalı erkeğe usulüne uygun ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK m.140), taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5682
Karar Numarası: 2020/6451
Karar Tarihi: 15.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı kadın aleyhine hükmolunan ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341. 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "72.070 TL" olarak belirlenmiştir. Somut olayda mahkemece davacı kadının 23.744 TL değerindeki ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiş olup bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, kadının ziynet alacağının reddine ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonrasında, erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüne ve kadın yararına tazminat ödenmesine hükmedilmiş, verilen karar gerekçesinde, erkeğin süresinde cevap vermediğinden bahisle sunmuş olduğu delillerin yargılamada dikkate alınmadığı belirtilmiştir. Taraflarca karar istinaf edilmekle bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde de; kocanın süresi içinde cevap vermemiş olması nedeniyle kadına kusur izafe edilemeyeceği ve ancak inkar yollu savunma yapabileceğinden bahisle erkeğin kusur, tazminatlar, velayet ve işlirak nafakasına yönelik istinaf itirazlarının esasta reddine karar verilmekle kadının tazminat miktarlarının arttırılmasına ve kadın lehine yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiş, karar taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139). Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delil terin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (HMK m. 137). Somut olayda, dava dilekçesi davalıya 19.02.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Fakat dava dilekçesine ilişkin mazbatada tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahipken isim vermekten de imtina etmiştir (Teb. K. m. 23/7, m. 24/5). Bu haliyle davalı erkeğe yapılan dava dilekçesi tebliği usulsüz olup davalının 26.04.2019 tarihinde verdiği cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece yapılacak iş, dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra, davalı erkeğe usulüne uygun ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK m.140), taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı kadının ziynet alacağının reddine yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.12.2020 (Salı)