2-Davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince; davanın kabulü ile ortak çocuk Yılmaz Yiğit'in velayetinin anneye bırakılmasına karar verilmekle, erkeğin istinaf itirazı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince ortak çocuğun velayetinin babaya bırakılmasına karar verilmiştir. Karar davacı-davalı kadın tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m, 1; TMK m.339/1.343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Somut olayda; ortak çocuk Yılmaz Yiğit'in dava sırasında annesinin yanında yaşadığı ve hazırlanan sosyal inceleme raporunda çocuğun velayetinin anneye verilmesinin uygun olduğu belirlenmiştir. Ancak raporda çocuğun yaşından küçük belirtiler göstermesi ve sebebinin araştırılmamış olması hususu birlikte değerlendirildiğinde hazırlanan rapora dayalı olarak velayetin düzenlenmesi konusunda hüküm tesisi yeterli değildir. Buna göre; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyetten rapor alınarak, her iki ebeveyn ve ortak çocuk Yiğitcan ile görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı, çocuğun halen hangi taraf yanında yaşadığı araştırıldıktan ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerekirse çocuğun beyanına da başvurularak gerçekleşecek sonucu uyarınca velayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5686
Karar Numarası: 2020/6736
Karar Tarihi: 21.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince; davanın kabulü ile ortak çocuk Yılmaz Yiğit'in velayetinin anneye bırakılmasına karar verilmekle, erkeğin istinaf itirazı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince ortak çocuğun velayetinin babaya bırakılmasına karar verilmiştir. Karar davacı-davalı kadın tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m, 1; TMK m.339/1.343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Somut olayda; ortak çocuk Yılmaz Yiğit'in dava sırasında annesinin yanında yaşadığı ve hazırlanan sosyal inceleme raporunda çocuğun velayetinin anneye verilmesinin uygun olduğu belirlenmiştir. Ancak raporda çocuğun yaşından küçük belirtiler göstermesi ve sebebinin araştırılmamış olması hususu birlikte değerlendirildiğinde hazırlanan rapora dayalı olarak velayetin düzenlenmesi konusunda hüküm tesisi yeterli değildir. Buna göre; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan bir heyetten rapor alınarak, her iki ebeveyn ve ortak çocuk Yiğitcan ile görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı, çocuğun halen hangi taraf yanında yaşadığı araştırıldıktan ve diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerekirse çocuğun beyanına da başvurularak gerçekleşecek sonucu uyarınca velayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.12.2020 (Pzt.)