2-İlk derece mahkemesince taraflar eşit kusurlu bulunarak her iki davanın da kabulü ile ferilerine hükmedilmiş, karar davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin "Önceki evliliğinden olan çocuğu Yasin' in kadına karşı olumsuz tutum ve davranışlarına karşı sessiz kalması ve birlik görevlerini yapmamak amacıyla eşyalarını alarak evi terk etmesi" vakıalarının sabit olduğu ve tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının "Erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğu Yasemin' i ortak konuta iki defa almayarak bu çocuğa karşı yeterli ilgi, özen ve anlayışı göstermediği" sabittir. Tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. O halde davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekir. Ne var ki, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü, erkeğin istinaf kanun yolu başvurusu bulunmaması nedeniyle kesinleştiğinden; davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Bu durumda mahkemece erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5751
Karar Numarası: 2020/6431
Karar Tarihi: 14.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince taraflar eşit kusurlu bulunarak her iki davanın da kabulü ile ferilerine hükmedilmiş, karar davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin "Önceki evliliğinden olan çocuğu Yasin' in kadına karşı olumsuz tutum ve davranışlarına karşı sessiz kalması ve birlik görevlerini yapmamak amacıyla eşyalarını alarak evi terk etmesi" vakıalarının sabit olduğu ve tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının "Erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğu Yasemin' i ortak konuta iki defa almayarak bu çocuğa karşı yeterli ilgi, özen ve anlayışı göstermediği" sabittir. Tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. O halde davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekir. Ne var ki, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü, erkeğin istinaf kanun yolu başvurusu bulunmaması nedeniyle kesinleştiğinden; davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Bu durumda mahkemece erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata karar verilemez. Davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2020 (Pzt.)