2-Mahkemece karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, davacı-davalı erkek “Eşiyle ilgilenmediği, ekonomik destekte bulunmadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu” gerekçesiyle tam kusurlu bulunarak erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunmuştur. Bu karara taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebi kabul edilip erkeğin “Ekonomik destek olmama, kusurunun ispatlanamadığı, ancak erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda yine de tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Her ne kadar ilk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesince erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu belirtilmiş ise de; mevcut delil durumuna göre erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu hususu ispatlanamamıştır. Davacı-davalı erkeğin boşanmaya neden olan Eşiyle ilgilenmemesi şeklindeki kusurlu davranışı davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse davalı-davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı-davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5026
Karar Numarası: 2020/6834
Karar Tarihi: 23.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminat ve tedbir nafakası miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile erkek yararına hükmolunan vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.12.2020 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler.
Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, davacı-davalı erkek “Eşiyle ilgilenmediği, ekonomik destekte bulunmadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu” gerekçesiyle tam kusurlu bulunarak erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunmuştur. Bu karara taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebi kabul edilip erkeğin Ekonomik destek olmama kusurunun ispatlanamadığı, ancak erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda yine de tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Her ne kadar ilk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesince erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu belirtilmiş ise de; mevcut delil durumuna göre erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu hususu ispatlanamamıştır. Davacı-davalı erkeğin boşanmaya neden olan “Eşiyle ilgilenmemesi şeklindeki kusurlu davranışı davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse davalı-davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı-davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 3.050 TL vekalet ücretinin Sümeyra’dan alınıp Muhammet’e verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Sümeyra’ya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Muhammet'e geri verilmesine dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.12.2020 (Çrş.)