İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının "Dosyanın değerlendirilmesinden" başlıklı üçüncü sayfasının üçüncü paragrafında; davacı kadının tek tanığı olan D. Ç.'ın beyanına göre davalının davacıya sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğu, davacı tanığının bu anlatımlarının dosya içerisinde bulunan Cumhuriyet Başsavcılıklarına ait soruşturma evrakları ve ceza mahkemesi kararları ile uyuştuğu, bu eylemler sonunda 6284 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davacı kadın yararına koruma kararları verildiğinin anlaşıldığı belirtilmek suretiyle "Hakaret ve tehdit" vakıalarının davalı erkeğe açıkça kusur olarak yüklenildiği ve bu kusurların tanık beyanı ve Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/258 soruşturma sayılı dosyası ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı kadına yüklenen "Hakaret" vakıası da kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış bozmayı gerekmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5564
Karar Numarası: 2020/6520
Karar Tarihi: 16.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davalı erkeğe yüklenen " Fiziksel şiddet uyguladığı ve davacı kadının müşterek konuttan ayrılmasından sonra gittiği her yerde karşısına çıktığı ve çalıştığı işleri engellediği " vakıalarının ispatlanamadığj gerekçesiyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ilk derece mahkemesince açık şekilde "Hakaret ve tehdit" vakıalarının ise davalı erkeğe kusur olarak yüklenmemesi ve davacı kadına yüklenen "Hakaret" vakıasının da kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmesi karşısında tam kusurlu davacının davasının reddi gerektiği gerekçesiyle davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının "Dosyanın değerlendirilmesinden" başlıklı üçüncü sayfasının üçüncü paragrafında; davacı kadının tek tanığı olan D. Ç.'ın beyanına göre davalının davacıya sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğu, davacı tanığının bu anlatımlarının dosya içerisinde bulunan Cumhuriyet Başsavcılıklarına ait soruşturma evrakları ve ceza mahkemesi kararları ile uyuştuğu, bu eylemler sonunda 6284 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davacı kadın yararına koruma kararları verildiğinin anlaşıldığı belirtilmek suretiyle "Hakaret ve tehdit" vakıalarının davalı erkeğe açıkça kusur olarak yüklenildiği ve bu kusurların tanık beyanı ve Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/258 soruşturma sayılı dosyası ile gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı kadına yüklenen "Hakaret" vakıası da kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.16.12.2020 (Çar.)