2-Asgari ücretle çalışma yoksulluk nafakası takdirine engel teşkil etmez (H.G.K. 1.5.2002 tarih ve 2/397-339). Türk Medeni Kanunu'n un 175. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup, davacı erkeğin ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek, davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/5393
Karar Numarası: 2020/6772
Karar Tarihi: 22.12.2020
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve vekalet ücreti yönlerinden; davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları ve vekalet ücreti yargılama giderleri yönündentemyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ilk derece mahkemesi kararında erkeğe kusur olarak yüklenmediği ve davalı kadın tarafında kusur belirlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığı halde “Erkeğin eşini hor gördüğü” vakıasının davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre erkeğin yine de tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Asgari ücretle çalışma yoksulluk nafakası takdirine engel teşkil etmez (H.G.K. 1.5.2002 tarih ve 2/397-339). Türk Medeni Kanunu'n un 175. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup, davacı erkeğin ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek, davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 22.12.2020 (Salı)