Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarih 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği nazara alınarak suç tarihinden önce yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 tarih ve 28049 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca plaka basım işini gerçekleştiren kuruluşun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı; suça konu olup, aslı dosya içerisinde bulunan tescil plakası üzerinde heyet olarak yapılan incelemede, tescil plakalarının resmiyet kazanması için gerekli olan plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşa (TŞOF) ait basılı bulunması gereken soğuk mühür izlerinin bulunmadığı, mevcut haliyle yapılan sahteciliğin ilk bakışta fark edilebildiği ve belgenin aldatıcı niteliğinin bulunmadığı anlaşıldığından, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan sahtecilik suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/2774
Karar Numarası: 2021/13492
Karar Tarihi: 27.12.2021
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarih 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği nazara alınarak suç tarihinden önce yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 tarih ve 28049 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca plaka basım işini gerçekleştiren kuruluşun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı; suça konu olup, aslı dosya içerisinde bulunan tescil plakası üzerinde heyet olarak yapılan incelemede, tescil plakalarının resmiyet kazanması için gerekli olan plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşa (TŞOF) ait basılı bulunması gereken soğuk mühür izlerinin bulunmadığı, mevcut haliyle yapılan sahteciliğin ilk bakışta fark edilebildiği ve belgenin aldatıcı niteliğinin bulunmadığı anlaşıldığından, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan sahtecilik suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.