Sanığın, katılanın bilgilerini içeren sahte sürücü belgesini ibraz ederek değişik tarihlerde düzenlenen iki adet trafik cezası karar tutanaklarını da katılan adına imzalamak suretiyle atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda; suça konu sürücü belgesi aslının ele geçirilememiş olmaması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, buna karşılık sanığın 15.12.2009, 12.05.2010 tarihli trafik idari para cezası karar tutanaklarını katılan adına düzenlenmesine sebep olmaktan ibaret eylemlerinin zincirleme şekilde 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, CMK'nin 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 22.12.2021 tarihinde, iki değişik tarihte gerçekleşen sanığın her eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağına dair Üye ...'ın değişik gerekçesiyle, diğer yönlerden ise oy birliği ile karar verildi.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/6725
Karar Numarası: 2021/13141
Karar Tarihi: 22.12.2021
Sanığın, katılanın bilgilerini içeren sahte sürücü belgesini ibraz ederek değişik tarihlerde düzenlenen iki adet trafik cezası karar tutanaklarını da katılan adına imzalamak suretiyle atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda; suça konu sürücü belgesi aslının ele geçirilememiş olmaması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, buna karşılık sanığın 15.12.2009, 12.05.2010 tarihli trafik idari para cezası karar tutanaklarını katılan adına düzenlenmesine sebep olmaktan ibaret eylemlerinin zincirleme şekilde 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, CMK'nin 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 22.12.2021 tarihinde, iki değişik tarihte gerçekleşen sanığın her eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağına dair Üye ...'ın değişik gerekçesiyle, diğer yönlerden ise oy birliği ile karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE:
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; 15.12.2009 ve 12.05.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik idari para cezası tutanağının düzenlenmesi sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak kendisini katılan ... olarak tanıtıp, katılan adına iki ayrı trafik idari yaptırım ceza tutanağı düzenlenmesine sebep olan sanığın her bir eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu , yoksa zincirleme şekilde "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
TCK'nin 43. Maddesinde; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” biçiminde zincirleme suç hükümleri düzenlenmiştir.
Buna göre TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için; bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
Suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir ise de aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.02.2017 tarih ve 2016/990 Esas, 2017/73 Karar sayılı içtihadında;"Sanığın, trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007, 08.07.2008, 05.11.2008 ve 27.03.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında kendisini ... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu olayda; sanığın, trafik suç tutanaklarının düzenlenmesi sırasında katılanın kimlik bilgilerini içeren herhangi bir belge sunmaması ve katılanın kimlik bilgilerin ihtiyacı oldukça kullanması birlikte gözetildiğinde değişik zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda sanığın her bir eyleminin ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığını" kabul etmiştir.
Somut olayda da sanığın 15.12.2009 ve 12.05.2010 tarihli trafik idari para cezası karar tutanaklarını katılan adına düzenlenmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.
Farklı zaman ve mekanlarda gerçekleşen trafik ihlalleri nedeni ile görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın adeta ihtiyacı oldukça katılanın kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak gerçeğe aykırı beyanda bulunmak sureti ile katılan adına iki ayrı trafik idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine neden olduğu, trafik ihlallerini tespit eden görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunma iradesinin yeniden ortaya çıktığı, farklı araçlar ile değişik mekan ve tarihlerde gerçekleştirilen trafik ihlali ve eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın ihtiyaç oldukça yeni suç işleme iradesi ile hareket ettiği anlaşıldığından;
15.12.2009 ve 12.05.2010 tarihlerinde gerçekleşen her bir eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağından, sayın çoğunluğun sanığın eylemlerinin zincirleme şekilde "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu" oluşturduğu düşüncesine katılmıyorum. 22.12.2021