YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Boşanma davasında ortak çocuk hakkında hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, sonrasında da çocuk ergin olana kadar iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

 

c-Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi ortak çocuk Deniz ve davacı-karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafakalara ilişkin olarak “Müşterek çocuk ... 17/08/2017 tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 25/11/2014 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının müşterek çocuğun reşit olduğu 17/08/2017 tarihinden itibaren kaldırılmasına, çocuk reşit olduğundan iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı kadın lehine dava tarihi olan 25/11/2014 itibaren hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 06/03/2020 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL azaltılarak takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis etmiştir.

Dairemizin 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü ve velayet düzenlemesi temyizin kapsamı dışında bırakılmakla tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine dair hüküm 09.09.2016 tarihi itibarıyla kesinleşmiştir. Ortak çocuk Deniz 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde 17.08.2017 tarihinde ergin olmuştur.

Ortak çocuk Deniz yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası ve bu tarihten ergin olduğu tarihe kadar iştirak nafakasına hükmolunması gerekirken, adı geçen çocuk hakkında tedbir ve iştirak nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir

 

Karar

 

YARGITAY

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2020/4180

 

Karar Numarası: 2020/6836

 

Karar Tarihi: 23.12.2020

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminat miktarları, ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar, kendi yararına hükmolunan nafaka miktarları, vekalet ücretleri ve yargılama giderlerine yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise boşanma hakkında yeniden hüküm kurulması, kusur belirlemesi, tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, ziynet alacağı davasının kabulü, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.12.2020 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... Akkuyruk vekili Av. ...ı geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ile vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

1-İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı 3.138,50 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 3.920 TL' yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan ziynet alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasının kabulüne ve davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasındaki yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2- Tarafların boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

 

a-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle ortak çocuk Ufuk yararına hükmolunan iştirak nafakasına boşanmanın kesinleştiği 09.09.2016 tarihinden itibaren hükmolunduğun anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

 

b-Mahkemece ilk kararda tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı karşılıklı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı-karşı davacı kadının “Ziynet eşyalarının kısmen reddi, ziynetlerin dava tarihi itibarıyla değerlerinin belirlenmesi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına hükmolunan tazminatlar yönünden, davacı-karşı davalı erkeğin ise “Kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat miktarı, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası, ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar, ziynet alacağı, yargılama gideri ve vekalet ücreti” yönünden temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizin 25.12.2018 tarihli ilamıyla karar, boşanma davaları yönünden hükmün gerekçe gösterilmeksizin verildiği, ziynet alacağı yönünden de bir kısım ziynetler yönünden de davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma sebebine göre tarafların boşanma davalarına yönelik sair temyiz itirazları incelenmememiştir. Bozmaya uyulmakla her iki boşanma davasındaki boşanma talepleri hakkında yeniden hüküm kurularak tarafların karşılıklı davaların kabulüyle tarafların boşanmalarına, boşanmanın ferilerine ve kadının boşanma davasındaki vekalet ücreti ve bozma öncesi yargılama giderleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak; davalı-karşı davacı erkeğin davasındaki boşanma hükmü Dairemizin 25.12.2018 tarihli ilamı öncesinde temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden kadının boşanma davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda konusuz hale gelen kadının boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek kadının boşanma davasındaki yargılama giderleri ve vekalet ücretinin bozma sebebine göre kesinleşmediği dikkate alındığında dava tarihindeki haklılık durumuna göre kadının boşanma davasındaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

 

c-Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi ortak çocuk Deniz ve davacı-karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafakalara ilişkin olarak “Müşterek çocuk ... 17/08/2017 tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 25/11/2014 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının müşterek çocuğun reşit olduğu 17/08/2017 tarihinden itibaren kaldırılmasına, çocuk reşit olduğundan iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı kadın lehine dava tarihi olan 25/11/2014 itibaren hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 06/03/2020 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL azaltılarak takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis etmiştir.

 

Dairemizin 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü ve velayet düzenlemesi temyizin kapsamı dışında bırakılmakla tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine dair hüküm 09.09.2016 tarihi itibarıyla kesinleşmiştir. Ortak çocuk Deniz 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde 17.08.2017 tarihinde ergin olmuştur.

 

Ortak çocuk Deniz yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası ve bu tarihten ergin olduğu tarihe kadar iştirak nafakasına hükmolunması gerekirken, adı geçen çocuk hakkında tedbir ve iştirak nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir

 

d-Yukarıdaki 2-c bendinde gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleştiği bu tarihten itibaren de yoksulluk nafakasına hükmolunması gerekirken, kadın yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2-b, 2-c ve 2-d bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle REDDİNE, duruşma için takdir olunan 3.050 TL vekalet ücretinin İlhan'dan alınıp Sevda'ya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.12.2020 (Çrş.)


Bu sayfa 149 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor