Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunda; defter belgeleri 5 yıl saklama zorunluluğuna dair sorumluluğun muhasebeciye ya da vekaletle bir başkasına devredilemeyeceği, bu nedenle sanığın savunmasında defter ve belgelerinin muhasebecisinde olduğunu ve muhasebecinin vefat etmesi nedeniyle ona ulaşamadığını beyan etmesi şeklindeki savunmaya itibar edilmediği, unsurları itibarıyla oluşan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/5292
Karar Numarası: 2021/13841
Karar Tarihi: 28.12.2021
Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunda; defter belgeleri 5 yıl saklama zorunluluğuna dair sorumluluğun muhasebeciye ya da vekaletle bir başkasına devredilemeyeceği, bu nedenle sanığın savunmasında defter ve belgelerinin muhasebecisinde olduğunu ve muhasebecinin vefat etmesi nedeniyle ona ulaşamadığını beyan etmesi şeklindeki savunmaya itibar edilmediği, unsurları itibarıyla oluşan "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1- 5271 sayılı CMK'nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyaya göre, 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilerek, adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın CMK'nin 231/6-a maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmediği anlaşılmakla;, engel adli sicil kaydı bulunmayan, hakkında yasal koşulların bulunmadığından bahisle yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- “21/05/2013” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2013” şeklinde eksik yazılması yasaya aykırı,
3- Kabule göre de; hükmolunan erteli hapis cezasının uzun süreli olduğu gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.