Sanığın önceden doğan borç karşılığında katılana vermiş olduğu suça konu 21.500 TL ve 22.000 TL bedelli çeklerdeki ciranta olan... ... yazı ve imzasının...'e ait olmadığının tespit edildiği, sanığın bu şekilde atılı suçu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği ve özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede sahtecilik kastının varlığının kabul olunamayacağı göz önünde bulundurulduğunda; somut olayda çeklerde sanık tarafından yapılan cironun eşi... adına olmasına rağmen...’in mahkemece beyanına başvurulmamış olduğu ayrıca sanığın savunmasında paranın çekteki keşidecilere verildiğini savunmuş olmasına rağmen keşideci ... Gıda yetkilisi ... ile ...’ın da beyanlarının alınmamış olması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması açısından; keşideci şirket yekilileri ile ciranta gözüken... ’in olayla ilgili olarak beyanlarının alınması, ...’in sanık tarafından adına ciro yapılırken, yazı ve imzadan haberdar olup olmadığının sorulması daha öncesinde bu şekilde ciro edilmiş kıymetli evrak olup olmadığı ve bunların ödenip ödenmediğinin banka veya icra daireleri nezdinde araştırılarak toplanan delillerin sonucuna göre sanığın suç kastıyla hareket edip etmediğinin belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı,
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2019/7065
Karar Numarası: 2022/18330
Karar Tarihi: 02.11.2022
...
...
Sanığın önceden doğan borç karşılığında katılana vermiş olduğu suça konu 21.500 TL ve 22.000 TL bedelli çeklerdeki ciranta olan... ... yazı ve imzasının...'e ait olmadığının tespit edildiği, sanığın bu şekilde atılı suçu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği ve özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede sahtecilik kastının varlığının kabul olunamayacağı göz önünde bulundurulduğunda; somut olayda çeklerde sanık tarafından yapılan cironun eşi... adına olmasına rağmen...’in mahkemece beyanına başvurulmamış olduğu ayrıca sanığın savunmasında paranın çekteki keşidecilere verildiğini savunmuş olmasına rağmen keşideci ... Gıda yetkilisi ... ile ...’ın da beyanlarının alınmamış olması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması açısından; keşideci şirket yekilileri ile ciranta gözüken... ’in olayla ilgili olarak beyanlarının alınması, ...’in sanık tarafından adına ciro yapılırken, yazı ve imzadan haberdar olup olmadığının sorulması daha öncesinde bu şekilde ciro edilmiş kıymetli evrak olup olmadığı ve bunların ödenip ödenmediğinin banka veya icra daireleri nezdinde araştırılarak toplanan delillerin sonucuna göre sanığın suç kastıyla hareket edip etmediğinin belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulanmasının, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.