Somut olayda, borçlu tarafın ödeme belgesi olarak sunduğu ve takibe konu çeke karşılık ödendiği iddia edilen, 22.02.2017 tarihli 20.007,50 TL bedelli, 24.02.2017 tarihli 25.004,90 TL bedelli, 28.02.2017 tarihli 20.004,90 TL bedelli, dekontların incelenmesinde; açıklama kısmında "SS ... Konut ... Koop. ne ait 0947008 nolu çeke istinaden ödenen" ifadesini içermekte olduğu, ancak numarası "0497008" olan takip konusu çeke açıkça atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklının bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olduğu yönünde bir kabul beyanı bulunmadığı gibi yapılan ödemelerin takibe konu çeke karşılık değil, cari hesap alacağına karşılık yapıldığını, takibe konu çekteki numaranın da dekontlardaki çek numarasından farklı olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür. Taraflar arasında başka bir borç ilişkisi olup olmadığını ve borçlu tarafından alacaklıya başka bir çek verilip verilmediğini inceleme yetkisi dar yetkili icra mahkemesinin görevi dışındadır. Bu durumda ödeme iddiasında bulunan borçlu borca itirazını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/1482
Karar Numarası: 2022/8163
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibin konusu olan çeke karşılık takipten önce kısmi ödemeler yapılmasına rağmen bu ödemeler mahsup edilmeden takip başlatıldığını ileri sürererek takibin iptaline karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince, yapılan ödemelerin takibe konu çeke karşılık yapıldığı kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda borca itirazın kısmen kabulü ile takibin 65.017,30 TL asıl alacak, 5.956,55 TL asıl alacağa işlemiş faiz ve 1.754,50 TL çek tazminatı yönünden durdurulmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, yasal şartlar oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiği, hükmün taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusu yerinde görülmemiş ise de borçlunun istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırıldığı ve borca itirazının kısmen kabulü ile takibin borçlu yönünden kısmen durdurulmasına, 82.437,70 TL asıl alacak, 7.362,88 TL işlemiş faiz, 8.243,77 TL çek tazminatı ve 247,31 TL komisyon alacağı üzerinden devamına, yasal şartları oluşmadığından alacaklı tarafın tazminat talebinin reddine, yasal şartları oluştuğundan davacı borçlunun itirazında haklı çıktığı asıl alacak (65.017,30 TL) üzerinden %20 oranında tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hali ile borca kısmen itiraz niteliğindedir.
İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur.
Somut olayda, borçlu tarafın ödeme belgesi olarak sunduğu ve takibe konu çeke karşılık ödendiği iddia edilen, 22.02.2017 tarihli 20.007,50 TL bedelli, 24.02.2017 tarihli 25.004,90 TL bedelli, 28.02.2017 tarihli 20.004,90 TL bedelli, dekontların incelenmesinde; açıklama kısmında "SS ... Konut ... Koop. ne ait 0947008 nolu çeke istinaden ödenen" ifadesini içermekte olduğu, ancak numarası "0497008" olan takip konusu çeke açıkça atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklının bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olduğu yönünde bir kabul beyanı bulunmadığı gibi yapılan ödemelerin takibe konu çeke karşılık değil, cari hesap alacağına karşılık yapıldığını, takibe konu çekteki numaranın da dekontlardaki çek numarasından farklı olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür. Taraflar arasında başka bir borç ilişkisi olup olmadığını ve borçlu tarafından alacaklıya başka bir çek verilip verilmediğini inceleme yetkisi dar yetkili icra mahkemesinin görevi dışındadır. Bu durumda ödeme iddiasında bulunan borçlu borca itirazını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 15.12.2021 tarih, 2021/1771 E. - 2021/2699 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.