YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir.

Karar

YARGITAY

 

8. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/14135

 

Karar Numarası: 2022/3377

 

Karar Tarihi: 06.04.2022

 

İLK DERECE

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2013/433 Esas, 2021/140 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davalı ... Vakıf temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi (1.) Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davalı ... Vakıf vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davalı ... Vakıf mütevelli yardımcısı olduğunu beyan eden ... ile Av. ... ve karşı taraftan davacı asıl Nilüfer ile vekili Av. ...' nın katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenip karara bağlanması için 06.04.2022 Çarşamba gününe bırakılması uygun görüldüğünden dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Dava dilekçesinde, davacı ...'in ... vakıf olan Cidde Muhafızı ... ... Paşa Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiştir.

 

Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davalı İçişleri Bakanlığı yönünden usulden reddine karar verilmiş; Mahkeme hükmüne karşı davalı ... Vakıf temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı Vakıf vekilince Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

 

Dava, Vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

 

5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3.maddesinde, ... Vakıf Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanun'un (5737 sayılı Vakıflar Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

 

Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.

 

Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, Vakfiye uyarınca galleden yararlanma ... olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.

 

Galle fazlası evlada şart kılınan Vakıflarda, galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da Vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacı ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada Vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır.

 

Bir Vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir. Dolayısı ile idarenin (Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ... Vakıf Yönetiminin) tek taraflı olarak evlat listesine yaptığı dayanaksız bir kayıt yeterli olmayıp, açıkça galle fazlasını almaya hak kazanıldığını gösterir bir mahkeme ilamına dayalı olarak vakıf evlat listesine eklenen kişiler, daha sonra açılacak vakıf evlatlığı davalarında kesin hüküm olmasa da güçlü delil olarak değerlendirilebilecektir.

 

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; galle fazlası için Vakfiyede öngörülen şartların incelenmesinden önce davacı ile vakfeden ... ... Paşa arasında kan bağına dayalı olarak soybağı kurulmasının üzerinde durulması gerektiği, davacı ile vakıfta mevcut veya daha önce görev yapan mütevelliler arasında nüfus kayıtlarına göre bağ kurulamadığı, her ne kadar 2020 yılında Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından davacının üstsoylarından olduğunu iddia ettiği ... adının ... ... olarak değiştirilmiş ise de bu kişi ile (...) ... arasında, yine bu iki kişi arasında bağ olduğu kabul edilse dahi ... veya düzeltildiği şekli ile ... ... ile vakıfta mütevellilik yapan ... .../... arasında vakfedenin soyundan geldiklerine dair nüfus kayıtlarına göre bağ kurulamadığı gibi, bu hususa dair davacı iddiaları dışında başka bir delinin bulunmadığı, nitekim dosyaya ilk raporu sunan bilirkişisi ... 22.02.2016 tarihli raporunda; dosyada mevcut bilgi, belge ve nüfus kayıtlarına göre davacının soybağını ... ... Paşa Vakfının vakfedenine veya vakıf evladı olduğu kesinleşen ve vakıftan galle fazlası alan vakıf evlatlarına veya da Vakfın halihazır mütevellisi ile Şahsiyet Kaydında anılan mütevellilerden birine nüfus kayıtları veya veraset belgeleri ile ulaştıramadığı, davacının, dava konusu Vakfın galle fazlasına müstehik evlad olduğunu ispat edemediği açıkça ifade edildiği, dolayısı ile 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı gereği davacının şahsiyet kayıtlarındaki mütevelliler ile yöntemine uygun olarak bağ kurulması iddiasını ispat edemediği, her ne kadar Prof.Dr. ... ...'ın raporu davanın kabulüne dair hükme esas alınmış ise de; raporda davacı ile vakıf arasındaki soybağının, nüfus kaydı veya eşdeğer bir belge ile değil, dayanağı olmayan kişisel yorum içeren faraziyelere dayandığı, dolayısı ile mevcut delil durumuna göre Vakıf ile davacı arasında kan bağı yolu ile kurulmuş soybağının yöntemince kurulamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı ... Vakıf vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi (1.) Hukuk Dairesinin 14.06.2021 tarihli ve 2021/1116 Esas, 2021/1248 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, HMK'nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi (1.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise İlk Derece Mahkemesi Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 152 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor