YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Vakıf evlatlarının, vakıf taşınmazlarını amacına aykırı kullandığı gerekçesi (müze olarak kullanılmadığı)ile tahsis işleminin iptal isteminin mahkemece nasıl değerlendirileceği hk.

Karar

YARGITAY

 

8. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2019/176

 

Karar Numarası: 2021/3377

 

Karar Tarihi: 12.04.2021

 

İLK DERECE

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli ve 2015/122 Esas, 2017/376 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin davalı mülhak ...Vakfının evlatları olduğunu, vakfa ait 1061 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 1984 yılında mütevelli tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne bazı şartlar dahilinde müze olarak kullanılmak üzere tahsis edildiğini, ne var ki bu zamana kadar amacına uygun kullanılmadığını belirterek, tahsis edilen taşınmazın amacına uygun kullanılmadığının tespiti ile tahsis işleminin iptalini talep etmiştir.

 

Davalı mülhak vakıf vekili cevap dilekçesinde, mülhak vakfın idaresinin mütevelliye ait olduğunu, davacının dava açma hakkının olmadığını, inşai dava açılabilecekken tespit davası açmakta hukuki yarar olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın restorasyonu yapıldıktan sonra tahsis amacına uygun olarak Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi olarak kullanıldığını, çeşitli projelere ev sahipliği yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece yapılan yargılamanın sonunda, davanın reddine dair verilen karar hakkında davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvrusunun esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

 

Dava, mülhak vakıf taşınmazının tahsis işleminin iptaline ilişkindir.

 

Dava konusu 1061 ada 76 parsel sayılı taşınmaz medrese vasfıyla ....adına tescilli olup, vakıf mütevellisi ....tarafından 23.02.1984 tarihli karar ile dava konusu medresenin kapısı üzerine ..... isminin yazılması ve külliye içinde vakıf banîsinin eşyalarının teşhiri için oda tefrik edilmesi şartıyla, kira talep edilmeksizin müze hizmetinde kullanılmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiştir.

 

Dosya içerisinde bulunan 3’lü uzman bilirkişi kurul raporuna göre; dava konusu medresenin tahsisi için mütevelli tarafından belirtilen şartların sağlanmadığı, banînin türbesinin harap halde olduğu, medresenin adı müze olarak geçmekle birlikte düzensiz bir depo şeklinde kullanıldığı, bir rehber kitapçığının bulunmadığı, müzecilik standartlarının çok altında bir taşınmaz kültür varlığı yığını olarak nitelendirilebileceği, külliye görevlilerinin müzede yapılması gerekenler konusunda bilgi sahibi olmadığı, medrese yapı ve koleksiyon bakımının müze standartlarına göre sağlanmadığı belirlenmiştir.

 

Somut olayda ihtilaf, mülhak vakıf evladının, mütevelli tarafından yapılan tahsis işleminin iptalini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

 

5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 16. maddesinin 3. ve 4. fıkrasına göre; “Mülhak vakfa ait hayrat taşınmazın tahsisinde Genel Müdürlük görüşü alınır. Tahsis edilen taşınmaz; ticari bir faaliyette kullanılamaz, tahsise aykırı kullanımın tespiti halinde Genel Müdürlüğün talebi üzerine taşınmaz, bulunduğu yerin mülki amirliğince tahliye edilir.”. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 11. maddesine göre; “Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetlenir. Vakıfların üst kuruluşlarınca denetimi özel kanun hükümlerine tabidir.”.

 

Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; vakıf evladının vakfın amaçlarına uygun faaliyet göstermediğinden bahisle vakıf mütevellisi tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne yapılan tahsisin iptalini talep edemeyeceği, davacının denetim makamı olan Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurması gerektiği, denetim makamının vakıf yöneticilerinin görevlerinden alınmaları veya zarar varsa tazminat davaları açabileceği anlaşıldığından, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ve davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; mütevelli tarafından idare edilen mülhak vakıf adına vakıf evladı olan davacıların böyle bir dava açamayacağı, ayrıca dava konusu taşınmazın akar değil hayrat taşınmazı olduğu, dolayısıyla tahsis iptal edilse dahi davacıların kira gelirinden yararlanamayacağından, dava açmakta aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ise de; iptali istenen tahsis işleminin tarafları mülhak vakıf mütevellisi ile ... olduğundan, vakıf evladı olan davacıların vakfa ait taşınmazın amacına uygun şekilde kullanılmasını, tahsise aykırılık söz konusu ise tespitini talep etme veya tahsisin iptalini isteme yönünden hukuki yararı mevcuttur.

 

Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de, HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesine göre; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemesi gereğince, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden karar verilmesi gerekirken, başvurunun esastan reddedilmesi doğru görülmemiş, HMK'nin 373/2. maddesi uyarınca dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin 373/2. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 150 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor