5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve üyelerini bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/1968
Karar Numarası: 2021/12286
Karar Tarihi: 09.12.2021
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.01.2020 tarihli ve 2019/6060 Esas, 2020/196 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi,gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istenmiş, Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararının ... vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk Hukuku'nu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir.
Dava, vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesine göre vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, aynı Kanun'un 102. maddesi gereği vakıf kurma iradesinin, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanacağı, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanacağı düzenlenmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve üyelerini bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında, vakıf hukukunda aslolan vakıf senedinde yansıyan kurucu iradenin –yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- çok önemli bir sebep bulunmadığı takdirde olduğu gibi korunması yani vakfedenin arzusuna ve iradesine aykırı düşecek şekilde değişiklik yapılmaması kabul edilmiştir. Eğer durum ve şartlardaki gelişmeler vakıf senedindeki değişikliği zorunlu hale getiriyor ise ancak o zaman vakfedenin amacına ve iradesine açıkça ters düşmeyecek şekilde değişiklik mümkündür.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı vakfa ait senedin "Mütevelli Heyet" başlıklı 8.maddesi gereği, vakfın mütevelli heyetinin; vakıf kurucuları, Avukatlık Kanuna göre seçilecek ... Barolar Birliği Başkanı ile ... Barolar Birliği Yönetim, Disiplin ve Denetleme Kurulu üyelerinden oluşacağı, "Vakıf Senedinde Yapılacak Değişiklik" başlıklı 17.madde gereği ise vakıf senedinin ihtiyaca göre değiştirilebileceği, değişlik kararı için mütevelli heyetinin kararının zorunlu olduğu ve karar için üye tam sayısının 2/3 çoğunluğunun oyu gerektiği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; vakıf senedinin 8. maddesi kapsamında davacı vakfın mütevelli heyet sayısı vakıf senedinde isimleri yazılı 27 kurucu üye, ... Barolar Birliği Başkanı ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 118, 129 ve 133 maddeleri kapsamında ... Barolar Birliğinin yönetim, disiplin ve denetim kurulu üyelerinden oluşacağı, buna göre toplam mütevelli üye sayısının 48 olduğu, senet değişikliğine dair 07.03.2014 tarihli toplantı tutanağına göre mütevelli üyeliğinin ölüm vb nedenlerle sona erenler belirtilmeksizin 43 üyeden 22 üyenin katılımı ile toplandığı ve toplantıya katılan üyelerin oyları ile senet değişikliği kararı alındığı, vakıf senedine göre 48 üyenin 2/3 çoğunluğunun 32; ölüm vs. sebeplerle üyelik sayısında eksilme olduğu ve toplantı tutanağında belirtilen 43 üye vakfın mütevelli heyet üye tam sayısı kabul edildiğinde ise senet değişikliği için gerekli karar yeter sayısının 29 olduğu, dolayısı ile vakıf senedinde belirtilen karar yeter sayısı altında yani 22 üyenin katılımı ile karar alındığı anlaşıldığından senet değişikliği için öngörülen üçte iki çoğunluk sağlanmadan yapılan toplantı sonucunda alınan karara dayalı olarak senet değişikliğinin tesciline hükmedilmesi bu defa ki inceleme sonucu doğru görülmeyerek hükmün bozulması gerektiğinden onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemizin 15.01.2020 tarihli ve 2019/6060 Esas, 2020/196 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 442.maddesi gereğince aynı mahkeme ilamı ile ilgili bir defadan fazla karar düzeltme isteğinde bulunulamayacağından ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 09.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.