2-İlk derece mahkemesince bozmadan önce kurulan hükümde erkeğin açtığı TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasının koşullarının oluştuğu ve kadının zina nedenine dayalı davasında (TMK 161.md.) zinanın gerçekleştiğinin kabulü ile her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 9.500 TL toptan yoksulluk nafakası ile 15.000 TL maddi, 12.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince kadın yararına toptan yoksulluk nafakası yerine aylık 500 TL yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmolunmuştur. Hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.12.2021 tarihli ilamı ile kadın tarafından yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden de istinaf kanun yolu incelemesi talep edildiği halde inceleme yapılmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuş tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmediği belirtilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi(TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY 2. HD E : 2022/8844 K :2022/8445 T :24.10.2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının zina nedenine dayalı davasının kabul edilmesi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarları, ortak çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince bozmadan önce kurulan hükümde erkeğin açtığı TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasının koşullarının oluştuğu ve kadının zina nedenine dayalı davasında (TMK 161.md.) zinanın gerçekleştiğinin kabulü ile her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 9.500 TL toptan yoksulluk nafakası ile 15.000 TL maddi, 12.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince kadın yararına toptan yoksulluk nafakası yerine aylık 500 TL yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmolunmuştur. Hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.12.2021 tarihli ilamı ile kadın tarafından yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden de istinaf kanun yolu incelemesi talep edildiği halde inceleme yapılmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuş tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmediği belirtilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi(TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Sebile'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.24.10.2022 (Pzt.)