YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Boşanma davasında, davacı tarafın davayı istinaf etmemesi halinde, söz konusu tarafın kusurlu davranışlarının kesinleşeceği hk.

Karar Özeti

1- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında mahkemece “erkeğin başka kadın şahıs ile gönül ilişkisi yaşamak suretiyle kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, yine kadına karşı aşağılayıcı ve ilgisiz davranışlarda bulunması sebebiyle kadına psikolojik şiddet uyguladığı buna karşılık kadının eşine ve ailesine karşı hakaret içeren sözler sarf ettiği, eşinin ailesine saygısız davrandığı anlaşılmış olup; bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bunda erkeğin ağır kusurlu kadının ise hafif kusurlu olduğu” gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “ dava tarihinden sonra tarafların müşterek çocukları...'nın sosyal medya hesabına gönderilen fotoğraf ve görüntülerin kim tarafından gönderildiğinin, sahte hesap açılarak oluşturulup oluşturulmadığının belli olmadığı, davalı tarafından bu fotoğraf ve görüntülerin kabul edilmediği, mahkemece de delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı halde, davalı-karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle erkeğe bu durumun kusur olarak yüklenmesinin yanlış olduğu, davalı erkeğe ilk derece mahkemesi tarafından yüklenen diğer kusurlu davranışların ise dosyadaki deliller ile sabit olduğu, davacı kadının istinaf talebi olmadığından, davacı kadına yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, davalı erkeğe ilk derece mahkemesi tarafından yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırılık vakıası erkeğe yüklenen kusurlar arasından çıkartıldığında, tarafların eşit kusurlu oldukları” gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Dosya incelendiğinde, davacı-karşı davalı kadın tanığı, ortak çocuk... beyanında babasının süregelen şekilde sadakatsiz olduğunu beyan ettiğine ve tanığa gönderilen fotoğrafların davacı-karşı davalı kadın tarafından kurgulanarak gönderildiğinin kabulünü gerektiren ve yasak delil olarak nitelendirilmesini gerektiren bir husus olmadığı, ayrıca tanık tarafından fotoğrafların dava tarihinden önceki döneme ait olduğunun tespit edildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı erkeğin süregelen şekilde sadakatsizlik boyutuna varan davranışlarının olduğu sabittir. O halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

Karar

YARGITAY

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/5712

 

Karar Numarası: 2022/8543

 

Karar Tarihi: 26.10.2022

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

1- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında mahkemece “erkeğin başka kadın şahıs ile gönül ilişkisi yaşamak suretiyle kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, yine kadına karşı aşağılayıcı ve ilgisiz davranışlarda bulunması sebebiyle kadına psikolojik şiddet uyguladığı buna karşılık kadının eşine ve ailesine karşı hakaret içeren sözler sarf ettiği, eşinin ailesine saygısız davrandığı anlaşılmış olup; bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bunda erkeğin ağır kusurlu kadının ise hafif kusurlu olduğu” gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “ dava tarihinden sonra tarafların müşterek çocukları...'nın sosyal medya hesabına gönderilen fotoğraf ve görüntülerin kim tarafından gönderildiğinin, sahte hesap açılarak oluşturulup oluşturulmadığının belli olmadığı, davalı tarafından bu fotoğraf ve görüntülerin kabul edilmediği, mahkemece de delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı halde, davalı-karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle erkeğe bu durumun kusur olarak yüklenmesinin yanlış olduğu, davalı erkeğe ilk derece mahkemesi tarafından yüklenen diğer kusurlu davranışların ise dosyadaki deliller ile sabit olduğu, davacı kadının istinaf talebi olmadığından, davacı kadına yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, davalı erkeğe ilk derece mahkemesi tarafından yüklenen sadakat yükümlülüğüne aykırılık vakıası erkeğe yüklenen kusurlar arasından çıkartıldığında, tarafların eşit kusurlu oldukları” gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

 

Dosya incelendiğinde, davacı-karşı davalı kadın tanığı, ortak çocuk... beyanında babasının süregelen şekilde sadakatsiz olduğunu beyan ettiğine ve tanığa gönderilen fotoğrafların davacı-karşı davalı kadın tarafından kurgulanarak gönderildiğinin kabulünü gerektiren ve yasak delil olarak nitelendirilmesini gerektiren bir husus olmadığı, ayrıca tanık tarafından fotoğrafların dava tarihinden önceki döneme ait olduğunun tespit edildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı erkeğin süregelen şekilde sadakatsizlik boyutuna varan davranışlarının olduğu sabittir. O halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

 

2- Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.10.2022 (Çar.)


Bu sayfa 247 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor