İlk derece mahkemesince davanın reddi gerekçesi olarak “dinlenen tanıkların beyanlarından evliliğin temelinden sarsılmasını gerektirecek bir geçimsizliğin ifade edilmediği, davacının kendi beyanında ise davalı ile yurt dışına çıkabilmek amacıyla evlendiği, daha sonra yurt dışına çıkmaktan vazgeçtiğini ifade ettiği, böylelikle TMK’nin 166/1 maddesinde yer alan temeyinden sarsılma durumunun ispatlanamadığı” belirtilmiş ise de; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı kadının yabancı uyrukulu olduğu ve Fransa’da yaşadığı, resmi nikahın 04.12.2003 tarihinde Türkiye’de gerçekleştiği, tarafların evlilik sonrası 15-20 gün bir arada yaşadığı, bu sürenin sonunda davalı kadının Fransa’ya döndüğü ve tarafların tekrar bir araya gelmediği anlaşılmıştır.
TMK’nın 185. maddesinde “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmü amirdir.
Davalı kadının, evlilikten kısa bir süre sonra yurt dışına çıkıp geri gelmediği, TMK m.185 gereğince eşlere yüklenen birlikte yaşamaktan kaçınma suretiyle birlik görevlerini ihlal ettiği ve bu nedenle kusurlu olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/6104
Karar Numarası: 2022/8421
Karar Tarihi: 24.10.2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine (TMK m 166/1) dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddi gerekçesi olarak “dinlenen tanıkların beyanlarından evliliğin temelinden sarsılmasını gerektirecek bir geçimsizliğin ifade edilmediği, davacının kendi beyanında ise davalı ile yurt dışına çıkabilmek amacıyla evlendiği, daha sonra yurt dışına çıkmaktan vazgeçtiğini ifade ettiği, böylelikle TMK’nin 166/1 maddesinde yer alan temeyinden sarsılma durumunun ispatlanamadığı” belirtilmiş ise de; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı kadının yabancı uyrukulu olduğu ve Fransa’da yaşadığı, resmi nikahın 04.12.2003 tarihinde Türkiye’de gerçekleştiği, tarafların evlilik sonrası 15-20 gün bir arada yaşadığı, bu sürenin sonunda davalı kadının Fransa’ya döndüğü ve tarafların tekrar bir araya gelmediği anlaşılmıştır.
TMK’nın 185. maddesinde “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmü amirdir.
Davalı kadının, evlilikten kısa bir süre sonra yurt dışına çıkıp geri gelmediği, TMK m.185 gereğince eşlere yüklenen birlikte yaşamaktan kaçınma suretiyle birlik görevlerini ihlal ettiği ve bu nedenle kusurlu olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.10.2022 (Pzt.)